Blog / Orta Gelir Tuzağını Verimlilik Artışı İle Aşabiliriz
Orta Gelir Tuzağını Verimlilik Artışı İle Aşabiliriz
Nihat ERGÜN / Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Orta Gelir Tuzağını Verimlilik Artışı İle Aşabiliriz
Tarihsel ve bilimsel verilerin ortaya koymuş olduğu gibi, ülkelerin kalkınmasında ve küresel ölçekte rekabet avantajı elde edilmesinde verimlilik artışları, büyük önem taşımaktadır. Gerek işgücünün ve sermayenin ekonomiye sağladığı katkının artırılması, gerekse doğal kaynak ve hammaddelerin sürdürülebilir kalkınma prensipleri doğrultusunda kullanılması söz konusu olduğunda verimlilik, istikrarlı bir ekonomik büyümenin ve toplumsal refahın belirleyici faktörlerinin başında gelmektedir. Bu bağlamda ülkemizin son dönemde gerçekleştirdiği yüksek ekonomik büyüme performansının gelecek yıllara da yayılması ve 2023 hedeflerine ulaşmasında, her alanda sağlanacak verimlilik artışlarının doğrudan bir etkisi olacaktır. Orta gelir tuzağını aşmak; orta gelir seviyesinden yüksek gelir seviyeli ülkeler grubuna geçiş yapabilmek için hızlı ve sürekli bir verimlilik artışı gereklidir.
Bu doğrultuda, 2014-2018 dönemini kapsayacak 10. Kalkınma Planında verimlilik artışları; işgücünün niteliğinin ve yenilik kapasitesinin artırılması ve bilgiye dayalı üretime yönelik dönüşümün sağlanmasıyla birlikte, rekabet gücünü ve büyüme hızını artıracak üç temel unsurdan biri olarak tanımlanmıştır. Yine Kalkınma Planı çerçevesinde ortaya konmuş olan 25 öncelikli dönüşüm programından ilki, “Üretimde Verimliliğin Artırılması” başlığını taşımaktadır.
Verilerin de göstermiş olduğu gibi Türkiye, ekonomik büyüme oranlarında kaydettiği yüksek performansı, verimlilik alt bileşenleri kapsamında aynı düzeyde sağlayamamıştır. Gayrisafi milli hasılanın her yıl ortalama % 4,4’lük artış gösterdiği 2004-2012 döneminde, işgücü verimliliği artışları ortalamasının % 1,5’ta kaldığı görülmektedir. Benzer şekilde sermaye verimliliği ve toplam faktör verimliliği düzeylerindeki artış da, hedeflenen oranların belirli ölçüde altında seyretmektedir. Bu oranlar, gelişmiş ve rekabete konu olabilecek diğer ülkelerle kıyaslandığında, ülke olarak halen önemli bir verimlilik artışı potansiyeline sahip olduğumuz sonucuna varılmaktadır.
Verimliliği sürekli ve planlı bir biçimde artırma hedefi doğrultusunda, orta ve uzun vadeli politikalar geliştirilmesi gereği ortadadır. Bu gereklilik bağlamında, Verimlilik Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda, Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı hazırlıklarına 2012 yılı Eylül ayında başlanmış olup söz konusu hazırlıklarda son aşamaya gelinmiştir. Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında öncelikli olarak imalat sanayinde verimlilik düzeylerinin artırılmasına odaklanılmış, bu yönde geliştirilen stratejilerin ise verimliliği bütün alt bileşenleriyle kuşatmasına özen gösterilmiştir. Diğer bir deyişle bu stratejiler geliştirilirken yalnızca işgücü ve sermayenin verimlilik düzeylerinin artırılmasına değil, doğal kaynaklar, hammadde ve diğer çevresel faktörlerin de daha verimli bir biçimde kullanılmasına yoğunlaşılmıştır. Hazırlıkları sürecinde sanayicilerimizin, diğer kurum ve kuruluşların, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının en yoğun biçimde katkılarına başvurulan verimlilik stratejisi ve eylem planının başlıca öncelikleri arasında, işgücünün niteliğinin yükseltilmesi ve ulusal ölçekte Ar-Ge ve yenilik kabiliyetlerinin geliştirilmesi unsurları da yer almaktadır. 2014 yılı başında yürürlüğe girmesi öngörülen Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında, başta Bakanlığımız olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların sorumluluğunda olan eylemlerin gerçekleşme düzeyleri, yine Bakanlığımız tarafından izlenecektir.
Kaynakların sürdürülebilir üretim ilkeleri çerçevesinde kullanılması ve geri kazanımının sağlanması noktasında, temiz üretim/eko-verimlilik uygulamalarının sanayide yaygınlaşması, öncelikli hedeflerimizden biridir. Bu çerçevede 2013 yılı Nisan ayında TÜBİTAK-MAM Çevre Enstitüsü, “Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü” olarak yeniden yapılandırılmış, bu enstitünün, sanayide temiz üretim çalışmalarının yaygınlaşması hedefi uyarınca Ulusal Temiz Üretim Merkezi işlevini üstlenmesi sağlanmıştır. Verimlilik Genel Müdürlüğünün yönlendiriciliğiyle çalışacak olan enstitünün, sürdürülebilir üretim teknik ve teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve bu alandaki toplumsal bilincin yükseltilmesinde başlıca aktörlerden biri olması öngörülmektedir. Bunun yanında Bakanlığımızca başlatılan “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi” projesi kapsamında, imalat sanayinde hammadde, enerji ve suyun etkin ve sürdürülebilir kullanımıyla sağlanacak ekonomik ve çevresel fayda potansiyelleri, sektörler ve bölgeler düzeyinde analiz edilecektir. Yine 2014 yılı başında uygulamaya koyacağımız Ulusal Eko-Verimlilik Programıyla da, ülke genelinde temiz üretim/eko-verimlilik alanında uygulama kapasitesini geliştirmeye yönelik teknik ve finansal destek mekanizmaları oluşturulacaktır.
Verimlilik ve sürdürülebilir üretim alanlarında bilimsel gelişmelerin izlenmesi, değerlendirilmesi ve ülke gündemine taşınması hususunda, süreli-süresiz yayınlarımız ve gerçekleştirdiğimiz sempozyum, panel gibi etkinlikler, kapsamı artırılmak suretiyle devam edecektir. Bu doğrultuda, son olarak 1997 yılında, üçüncüsü gerçekleştirilmiş olan Ulusal Verimlilik Kongrelerini yeniden başlatma kararı almış bulunuyoruz. Bundan sonra ikişer yıllık aralıklarla, süreklilik kazanmasını öngördüğümüz kongrelerin dördüncüsünü, 10-12 Aralık 2013 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştiriyoruz. Kongrede, verimlilik alanındaki politika ve stratejilerin değerlendirileceği panel ve özel oturumların yanı sıra, işletme ölçeğindeki iyi uygulamaların tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına, bunun yanında verimlilik alanında son dönemde yapılan bilimsel araştırmaların paylaşılmasına yönelik çok sayıda oturum olacak.
Bütün bunlarla birlikte, Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planında da ortaya konmuş olan öncelikler ve dönüşüm alanları çerçevesinde, ülke ölçeğinde verimlilik artışlarına hız kazandırmaya yönelik çalışmalarımız, ulusal ve uluslararası işbirliklerimiz çerçevesinde sürdürülecektir.