Blog / 2023 Hedeflerine Ulaşılmasında, Öncelikle Ekonominin Her Alanında Sürdürülebilir Verimlilik Artışlar
2023 Hedeflerine Ulaşılmasında, Öncelikle Ekonominin Her Alanında Sürdürülebilir Verimlilik Artışları Sağlanmalıdır
Hüseyin Rahmi ÇETİN / Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı 2023 Hedeflerine Ulaşılmasında, Öncelikle Ekonominin Her Alanında Sürdürülebilir Verimlilik Artışları Sağlanmalıdır
Her alanda sağlanacak verimlilik artışının ülkelerin gelişme ve kalkınmasında temel faktör olduğu ilgili tüm taraflarca tartışmasız olarak kabul görmektedir. Günümüzde küresel rekabette öne çıkmış ülke ekonomileri incelendiğinde; rekabet gücünün, verimlilik artışları ve kaynakların etkin kullanımı ile doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir. Geçmişte ülkemizde yaşanan ve toplumsal ve ekonomik hayatımızda olumsuz etkiler bırakmış olan ekonomik krizler, bunalımlar ve bunların neden olduğu çalkantılardan sonra, verimliliğin hem ekonominin tümünü kapsayan “toplam verimlilik” bazında, hem de firma ve kuruluş düzeyinde ölçülmesi, izlenmesi ve artırılması için gerekli önlemlerin alınması, kısaca yönetilmesi gereken bir husus olduğu artık iyice anlaşılmış bulunmaktadır.
2023´te 2 trilyon dolarlık bir ekonomi ile 25 bin dolarlık kişi başına gelir ve 500 milyar dolar ihracatı hedefleyen bir ülkeyiz. Bu süreçte, öncelikle ekonominin her alanında sürdürülebilir verimlilik artışları sağlanmalıdır. Bugün dünya ekonomilerinde gözlemlenen uluslararası gelir farklılıklarının temel nedeni toplam faktör verimliliğindeki farklılıklardır. Bu nedenle üretkenlik artışı, gelişmekte olan ve gelişmiş ülke ekonomilerinin performansları açısından önem teşkil etmektedir
Ülkemizin önümüzdeki beş yıllık hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmada izlenmesi gereken yol haritasını ortaya koyan 10. Kalkınma Planı, bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda yürürlüğe girmiştir. Onuncu Plan bağlamında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için mevcut politika eksenlerini kesen çok sayıda program Bakanlığımız çalışmalarıyla doğrudan ilgilidir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için küresel ölçekte başlayan yeni büyüme modeli arayışlarıyla birlikte ortaya çıkan “yeşil büyüme” kavramı çerçevesinde, üretim sektörlerinde temiz üretim ve eko-verimlilik ile hem çevrenin korunması hem de rekabetçiliğin artırılması mümkün görülmekte, tarım ve turizm gibi çevreye duyarlı sektörlerde ekolojik potansiyel değerlendirilmekte, yeni düzenleme ve yatırımlarla şehirlerin daha çevre dostu ve ekonomik olarak etkin olabileceği öngörülmektedir.
Üretimde yerli katma değerin yükseltilmesi, sürdürülebilir üretime imkân veren daha yüksek teknolojili bir ürün desenine geçilmesi ve küresel değer zincirinin daha üst basamaklarına çıkılması sanayi sektörünün karşı karşıya olduğu en önemli konulardır. Bu alanlarda sağlanacak ilerlemelerle sektör içi verimlilik düzeylerinin artması; rekabet gücü daha yüksek, ithalat bağımlılığı daha düşük ve dünya pazarlarında ihracat payını yükseltebilen bir üretim yapısına ulaşılması mümkün olabilecektir. Verimlilik artışı ekonomik büyümeye doğrudan katkı sağlamanın yanında, kıt kaynakların etkin ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik büyümenin verimlilik artışlarına dayandırılması, uzun vadede büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamada ve toplumsal refahın kalıcı biçimde artırılmasında önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Plan hedeflerine ulaşma yolunda verimliliği artırıcı politikalara öncelik verilecek ve ekonomimizin küresel rekabetteki konumu güçlendirilecektir.
Diğer bir önemli husus da, çevresel tahribat ve bunun neden olduğu küresel iklim değişikliği tehlikesidir. Kaynakları hoyratça ve bilinçsizce kullanmanın neden olduğu yerel sorunlar, giderek yerini bütüncül sonuçlara ve sorunlara terk etmektedir. Türkiye gibi hızlı büyüyen ülkeler, endüstriyel çıktı başına malzeme, enerji ve kirlilik yoğunluklarını azaltmak için önemli potansiyele sahiptir. Özellikle ülkemiz sanayisinde oldukça önemli bir yere sahip olan KOBİ’lerde gerçekleştirilecek temiz üretim çalışmaları, sürdürülebilir kalkınmanın amaçları arasında yer alan ekonomik kalkınmayı ve çevresel gelişmeyi bir arada sağlamaya önemli katkı sağlayacaktır. Bakanlığımızca yürütülen pilot projeler; temiz üretim yaklaşımının verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar sağladığını doğrulamaktadır; ayrıca bu tip projelerde çok kısa sürelerde geri dönüş sağlandığını da görmekteyiz.
Ülkemizi verimlilik kavramıyla tanıştıran, verimlilik sorunlarımızı ve çözüm yollarını araştıran, verimliliğin nasıl artırılabileceğine ilişkin olarak kamu ve özel kesim kuruluşlarımıza yol gösteren Bakanlığımız bu alandaki çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kapsamda önümüzdeki yıldan itibaren “Türkiye Bölgesel ve Sektörel Verimlilik Gelişim Haritasının Hazırlanması” çalışmalarına başlıyoruz. Bunun yanı sıra 2014 yılı yatırım programı kapsamında “İşletmelerin Verimliliğini Artırma Programının Geliştirilmesi Projesi”ni hayata geçireceğiz. Aynı şekilde 2013 yılı yatırım programı kapsamında yürütülen “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi Projesi” ile sanayide hammadde, enerji ve suyun etkin ve sürdürülebilir kullanımı ile elde edilebilecek potansiyel ekonomik ve çevresel faydaları niceliksel olarak ortaya koyacağız.
Büyümenin ve nihayetinde refahın önemli kaynağı olan verimlilik artışı, ülkemiz makro politikalarının da değişmez bir amacıdır. Uzun dönemli verimlilik artışlarında rol oynayan politikaların başında ise özellikle bilim, sanayi ve teknoloji politikalarının geldiği görülmektedir. Ülkemizin son dönemde yakalamış olduğu ekonomik performansın sürdürülebilir kılınması ve yüksek katma değerli teknoloji üretimine dayalı sanayi yapısının oluşması için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak verimlilik artışlarıyla elde edilecek kazanımları azami seviyeye çıkarmada yönlendirici rolümüz güçlenerek devam edecektir.