ISO BELGELENDİRME
Sektörler
Karbon Ayak İzi Hesalama
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
İso Belgelendirme
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Blog / Enerji ve Verimlilik
Enerji ve Verimlilik
 
Serdal ERGÜN - Yücel ÖZKARA Verimlilik Uzmanları Enerji ve Verimlilik
 
 
 
Bir ekonominin performansını belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Sanayi yapısı, mevcut teknoloji, sermaye birikimi, işgücü, hammadde gibi etmenlerin yanı sıra iş ilişkileri, işgücünün niteliği, entelektüel sermaye, teknolojinin bilgi boyutu gibi pek çok somut ve soyut faktör; üretimi, verimliliği, gelişmeyi, kalkınmayı, gelir dağılımını ve pek çok iktisadi göstergeyi etkilemektedir.
 
Ülkelerin ana hedeflerinden biri olan ekonomik gelişme ve bu bağlamda şekillenen kalkınma kavramları ekonominin yönetimi açısından ön planda olmuştur. Refah artışının ve bu artışın dengeli dağılımı toplumsal ve sosyal gelişme için gereklidir. Üretimin bahsi geçen hammadde kaynakları arasında enerji bütün sektörlerin ana girdisi olduğundan her zaman ayrı bir konumda yer almış tır.
 
Enerjinin rolü her zaman önemli olduğu gibi, günümüzde dünyanın içinde bulunduğu sosyal ve siyasal dönüşümler paralelinde gelişen teknoloji ve ekonomiler ile daha da artmaktadır. Ekonomik gelişmeler enerji tüketimlerinde artışı beraberinde getirdiği gibi artan ekonomik büyüme ve enerji tüketimi ile birlikte özellikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanan sera gazı salımlarında tedirgin edici artışlar ortaya çıkmaktadır. Sera gazı emisyonlarının küresel iklim değişikliği ile dünyamızın geleceğini tehdit etmesi ve beraberinde getirdiği sürdürülebilir kalkın ma sorunları dünya gündeminin ön sıralarında yer almaktadır.
 
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan, dünya genelinde enerji taleplerindeki hızlı artışlar ve bunun yol açtığı çevresel etkiler ülkeleri daha çevreci enerji politikalarına yönlendirmektedir. Küresel düzeyde emisyon oranlarını düzenlemeye yönelik ilk önemli adım 1997 yılında başlayan Kyoto Protokolü sürecidir. Günümüzde de bu protokolün devamı niteliğinde benzer çalışmalar ülkeler arasında devam etmekte ve dünyanın geleceğine dair hedefler ve buna yönelik programlar oluşturulmaya çalışılmaktadır. Küresel iklim değişikliğinin önlenmesi sürecinde petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtların giderek daha tehditkâr bir durum arz etmesi ve fosil yakıtların tükenebilir nitelikte olması gerçeği ile artık ülkeler enerji üretim ve tüketim kompozisyonlarında yeni arayışlara yö nelmektedirler.
 
Bu arayışları iki ana eksende yürütüldüğü söylenebilir: Kaynak çeşitliliğinin artırılması ve enerji verimliliği. Kaynak çeşitliliğinin artırılması konusunda ülkelerin hem uluslararası boyutta stratejik hem de tükenmeyen enerji kaynakları olan yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde teknolojik yönelimleri ortaya çıkmaktadır. Enerji verimlili ği konusunda ise özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli bir potansiyel mevcuttur. Özellikle, enerjinin yoğun olarak kullanıldığı sanayi kolları ile binalar ve ulaşımda yapılacak iyileştirmeler yoluyla enerji tüketimlerini düşürmek ve enerji taleplerinin ekonomik gelişmeyi engellemeden yönetilmesi hedeflenmektedir. Türkiye için duruma bakacak olursak, ülkemiz enerjide dışa bağımlılı ğı yüksek bir ülkedir.
 
Ekonomik gelişme çabası ve beraberinde getirdiği artan enerji talebi ile bunun yol açtığı çevresel etkiler göz önü ne alındığında enerji verimliliğinin ve kaynak çeşitliliğinin artırılması ülkemiz için kritik bir öneme sahip olmaktadır.
 
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARI
 
Enerji tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji kaynakları arasındaki payını artırmaya yönelik çalışmalar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündemlerinde yer almaktadır. Avrupa Birliği’nin 2000’li yıllar ile birlikte bu konularda bazı düzenlemeleri olmuştur. Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji politikalarının üzerinde yoğun biçimde durmasının ardında üç temel sebep vardır. Bunlar, AB’nin enerji kaynakları konusunda büyük oranda dışa bağımlı olması sebebiyle enerjide kaynak çeşitlendirilmesine gidilmesi zorunluluğu ve son olarak AB’nin karbondioksit salımında dünya sıralamasında Amerika Birle şik Devletleri ve Çin’den sonra üçüncü sırada yer almasıdır [1].
 
Avrupa Komisyonu 1997 yılında hazırladığı “Gelecek için enerji: Yenilenebilir Enerji Kaynakları Topluluk Stratejisi ve Eylem Planı” başlıklı Beyaz Kitap’ta yenilenebilir enerjilerin toplam enerji tüketimindeki payını 2010 yılı itibarıyla AB genelinde %12’ye çıkarmayı hedeflemiştir. Ancak 2010 yılında bu hedefin tutturulamadığı ancak %10’lar seviyesinde kaldığı görülmektedir. 2001 yılında ise Avrupa Birliği, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Üretilen Elektrik Enerjisini Teşvik Hakkında Direktif”i uygulamaya koymuş ve bu direktif ile birlikte, AB çapında elektrik üretiminde kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 2010 yılıyla birlikte %21 oranına çıkarılması hedeflenmiştir.
 
Ancak bu oran 2010 yılında %19 olarak gerçekleş miştir. 2007 yılına gelindiğinde ise Komisyon, “Yenilenebilir Enerji Yol Haritası”nı sunarak enerji tüketimindeki yenilenebilir enerjilerin payı nın 2020 itibarıyla %20’ye çıkarılmasının zorunlu hale getirilmesi teklif edilmiştir. Biyoyakıtlar için ise asgari %10’luk bir hedef öngörülmüş tür [2].
 
2007 yılındaki Avrupa Komisyonu, Avrupa’nın enerji politikası ile ilgili 2020 yılına dört adet temel hedef koymuştur [3].
 
Bu hedefler:
 
•2020 yılında sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyelerine göre en az % 20 azaltılması,
 
•Enerji verimliliğinin 2020 yılına kadar % 20 iyileştirilmesi,
 
•Yenilenebilir enerjini payının % 20’ye çıkarılması,
 
•Ulaşımda kullanılan yakıtlarda biyoyakıtların payının %10’a çıkarılmasıdır.
 
Bu hedefler ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde güneş enerjisinin daha ön planda olduğu görülmektedir. Ülkemiz ise 2023 yı lında elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerjilerin payının en az %30 olmasını hedeflemektedir. ENERJİ VERİMLİLİĞİ ve TÜRKİYE Ülkemizde, bina sektöründe %30, sanayi sektöründe %20 ve ulaşım sektöründe %15 olmak üzere önemli düzeyde enerji tasarruf potansiyeli olduğu tespit edilmiştir. Enerji verimliliği için nereden başlanmalı diye sorusuna enerjinin en çok nerelerde kullanıldığına bakarak yanıt aranmalıdır.
 
Sanayi kesimi Türkiye’de birincil enerjinin %24’ünü, elektriğin ise %47’sini kullanmaktadır. Elektriğin yaklaşık dörtte biri de meskenlerde tüketilmektedir. Bu veriler enerji verimliliğinde hangi alanlara odaklanılması gerektiğini göstermektedir. Sanayi kesimi en çok enerji tüketen kesim olmakla birlikte, binalar ve ulaşım da üzerinde titizlikle durulması gereken alanlardır.
 
Ayrıca ülkemiz ekonomik büyüme sürecinde enerji tüketimi hızla artan bir konumdadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, ekonomik büyüme hızı 1 birim olan bir ülkenin enerji talebi 1 birimden fazla artmaktadır. Ülkemizin yıllık enerji tüketimi %4 5, yıllık elektrik enerjisi ihtiyacı da %7 8 civarında artmaktadır. Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde geçtiğimiz 10 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke konumundadır.
 
Aynı şekilde ülkemiz, dünyada 2000 yılından bu yana elektrik ve doğalgazda Çin’den sonra en fazla talep artışına sahip ikinci büyük ekonomi konumundadır. Bu gerçek, ekonomik gelişme hızımız ile birlikte ülkemizin enerji ihtiyacının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı konusunda öngörüleri güçlendirmektedir. Artan enerji ihtiyacı ile birlikte enerji yatırımları da artacak, bu da ekonomik ve finansal gereksinimleri ve çeşitli sektörel güçlükleri ile beraber ortaya çıkacaktır. Oysa enerji verimliliği, yatırım ihtiyacını azaltan, atıl kapasitelerin kullanılmasını ve etkin kaynak kullanımını gerektiren bir olgudur. Bu sayede daha rasyonel yatırımlar ve daha dengeli bir enerji piyasası gündeme gelecektir.
 
Enerji yoğunluğu, ülkeler arası karşılaştırma yapmak amacıyla sıkça kullanı lan göstergelerden biridir. Enerji yoğunluğu, Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla başına tüketilen Ton Eşdeğer Petrol cinsinden enerji miktarıdır. Ülkelerin rekabet çiliğini etkileyen, ekonomik gelişmelerini enerji verimliliği anlamında ifade eden bu gösterge, enerji yoğunluğu düşük olan ülkelerin birim hâsıla üretmek için daha az miktarda enerji harcadıklarını göstermektedir.
 
Enerji yo ğunluğu incelendiğinde ülkeler arası ciddi farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Bu durum gerek teknolojik farklılıklardan, gerekse ülke sanayilerinin yapısal farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Aşağıdaki Şekil 1’de bazı seçilmiş ülkeler ile Türkiye’nin enerji yoğunlukları verilmiştir. Şekil 1’de verilen ülkelerin enerji yoğunluklarına yıllar içinde bakıldığında Türkiye’nin (2009 yılında) dünyanın enerji yoğunluğu en az ülkesi olan Japonya’ya kıyasla yaklaşık olarak üç kat daha enerji yoğun bir ekonomiye sahip olduğu görülmektedir. Oysa Japonya, enerjide dışa bağımlılığı olduk ça yüksek bir ülke olmakla beraber, enerji yoğunluğunda dünyadaki en ba şarılı ülke konumundadır.
 
Gelişmiş ülkeler olan ABD, Japonya, Almanya ve Fransa’da 2000 yılından bu yana bir düşüş eğilimi göze çarpmaktadır. Bu durum ülke olarak enerji verimliliği konusunda kat edeceğimiz uzun bir yol olduğunu göstermektedir. Enerji yoğunluğunda kısa ve orta vadede bir azalma yaşanması, enerji verimliliği ile mümkün olacaktır. Sanayide enerji yoğunluğunun azalması rekabet gücünü doğrudan etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektrik enerjisinin yoğun kullanıldığı bir diğer kesim meskenlerdir. Meskenler ile birlikte tüm binaları düşündüğümüzde enerji verimlili ğinin artırılabileceği pek çok alan ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki yalıtımdır. Isıtma soğutma sistemleri daha etkin çalışan ve iyi bir şekilde yalıtılmış binalar ile enerji verimlili ği büyük ölçüde sağlanabilir.
 
Elektrik tüketen ev aletlerinde çevreye duyarlı ve enerji verimliliği yüksek ürünlerin tasarım ve üretimi ile ilgili yapılan ve gelecekte yapılacak olan düzenlemeler ile meskenlerde enerji verimliliğinde önemli ilerlemelerin olacağı beklenmektedir. Meskenlerde enerji verimliliğini sağlayacak bir başka teknoloji de kojenerasyon uygulamalarıdır. Kojenerasyon, bir sistemde kayıp olarak dışarı atılan enerjiyi kullanarak başka amaçlar için kullanma amacını esas alır. Geleneksel elektrik üretiminde verim ortalama %30 40 civarındadır. Termik kaynaklı santrallerde elektrik üretiminde ciddi miktarda ısı açığa çıkmakta ve üretim için kullanılan ısıdan arta kalan bu ısı enerjisi kojenarasyon sistemleri ile değerlendirilebilmektedir.
 
Geleneksel sistemlerde ısıtma ve soğutma için gereken buhar, sıcak su, soğuk su ayrı sistemlerde üretildiğinde fazladan enerji ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Ancak atık ısının geri zamanı mı ile kojenerasyon sistemlerinde çevrim verimi %60 70’lere çıkabilmektedir. İklimlendirme maliyetlerinin düşürülmesi ve verimliliğin arttırılması kojenerasyon sistemlerinin kullanımı ile sağlanabilir. Kojenarasyon sistemlerinin uygulama alanları enerji üretim tesislerinin yanı sıra demir çelik, çimento, cam gibi di ğer sanayi tesisleri ve okul, hastane, alış veriş merkezi, oteller gibi binalar olabilir. Kojenerasyon, ayrıca kendi sistemi dışında yer alan mesken gruplarının ihtiyaç duyduğu ek enerji tüketimini kendi ürettiği ısı ile azalttığı için fazladan emisyon olu şumunu da önlemekte ve binalardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını düşürmektedir.
 
Ulaşımda ise karayolu taşımacılığı nı yoğun olarak kullanan ülkemizin enerji verimliliği anlamında yapabileceği pek çok şey bulunmaktadır. Bunların başında toplu taşı manın özendirilmesi ve artırılması yer almaktadır. Rakamlara bakacak olursak ülkemizde yolcu taşımacılı ğının %95’i, yük taşımacılığının da %91’i karayolunda gerçekleşmektedir. Toplu taşımanın artırılması ile başlayacak önlemler, şehir içi trafik yoğunluğunu azaltmaya yönelik önlemler, farklı ulaşım türlerinin entegrasyonu ve yönetimi gibi pek çok önlem ile devam ettirilebilir. Ayrı ca yakıt ekonomisi iyi olan araçların teşvik edilmesi, yeni hibrit ve elektrikli araçların kullanımının yaygınlaş tırılması gibi motorlu taşıtlara yönelik enerji verimliliği önlemleri uygulanmalıdır. Enerji verimliliğinin bir başka boyutu da daha önce bahsi geçtiği üzere çevre boyutudur. Genel olarak enerji verimli sistemler daha çevreci sistemlerdir.
 
Daha az enerji ile daha çok üretim yapan sistemler, daha az enerji tüketmeleri ile paralel olarak başta karbondioksit olmak üzere daha az sera gazı salımına sebep olacaklardır. Dünyanın önemli gündem başlıklarından biri olan küresel iklim değişikliği ve sera gazlarının azaltılması konuları, enerji verimliliği ile birlikte düşünülmektedir. Özellikle enerji üretiminin artık sadece ekonomik maliyetleri olmadığı, bunun yanında çevresel etkilerinin ve hatta bazı durumlarda sosyal etkilerinin de olduğu durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu ve benzeri tartışmalar, fosil yakıtların giderek azalması ve çevresel etkilerinden dolayı ülkemizde de yenilenebilir enerji kaynakları gündemde ön plana çıkmaktadır.
 
Ülkemiz, 2009 yılında yayımlanan Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenli ği Strateji Belgesi’nde 2023’e kadar elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir kaynakların payını %30’a çı karmayı hedef olarak ortaya koymuştur. Böylece yerli, yenilenebilir ve temiz enerji, hem ekonomik hem de çevresel anlamda olumlu etkiler yapacaktır. Enerji talebi hızlı bir şekilde artan, enerji yatırımların yoğunlaştığı ve enerji piyasasının hızla yükseldiği ülkemizde, enerji sektörünün verimlilik düzeylerinin izlenmesi önem kazanmaktadır. Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yer alan göstergelerde, enerji sektö rü ile ilgili iktisadi faaliyet kollarında verimlilik istatistikleri üç aylık ve yıllık olarak yer almakta, sektörler ya da yıllara göre, farklı sorgulamalar yapı labilmektedir.
 
Enerji verimliliğinde esas olan, tüm kesimlerde bilinç ve farkındalık yaratmaktır. Gerçek başarı ise toplumun tüm kesimlerinin ortak bir akıl ve kararlılıkla enerji verimliliği kavramını sahiplenmesinden geçmektedir. Çünkü enerji verimliliği, enerjide dışa bağımlı olan ülkemiz için ekonomik bir zorunluluktur. Kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanmamız gerekliliğinden dolayı sosyal bir sorumluluk; dünyamızı korumak ve gelecekte bizleri bekleyen iklim de ğişikliği, küresel ısınma gibi tehlikelerden uzak tutmak, etkilerinin olabildiğince azaltmak için çevresel bir sorumluluk ile hareket etmemiz gerekmektedir.
 
ULUSAL ENERJİ AR GE ve YENİLİK STRATEJİSİ BELGESİ
 
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 2010 yılındaki 21. toplantısında karara bağlanan enerji, su ve gıda alanlarında ulusal Ar Ge ve yenilik stratejilerinin hazırlanmasına yönelik karar kapsamındaki çalışmalar tamamlanarak sonuçlandırılmış ve 2011 yılı Aralık ayında “Ulusal Enerji Ar Ge ve Yenilik Stratejisi” TÜBİTAK tarafından açıklanmıştır. Bu strateji belgesi kapsamında enerji alanı; enerji verimliliği, fosil yakıtlar, yenilenebilir enerji, nükleer enerji, hidrojen ve yakıt pilleri, güç ve depolama teknolojileri ile diğer yatay araştırmalar ismiyle yedi adet başlıktan oluşmaktadır.
 
Ülkemizde enerji alanında yapılacak olan Ar Ge ve yenilik çalışmalarının düzenlendiği bu belgede dört stratejik amaç belirlenmiştir.
 
Bu amaçlar,
 
•Ülke İhtiyaçları Doğrultusunda Enerji Alanında Ar Ge ve Yenilik Projelerinin Desteklenmesi,
 
•Enerji Alanında Ar Ge ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi,
 
•Enerji Alanında Yapılan Ar Ge Faaliyetlerinin Sonuçlarının Yaygınlaştırılması ve Etkin Kullanımı, •Yönetişim Faaliyetlerinin Etkinleştirilmesi olarak belirlenmiştir [4].
Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram