Blog / Sürdürülebilir Küresel Rekabet Gücüne Ulaşmanın Tek Yolu: İnovasyon
Sürdürülebilir Küresel Rekabet Gücüne Ulaşmanın Tek Yolu: İnovasyon
Ata SELÇUK / İnovasyon Koordinatörü-Eczacıbaşı Holding Sürdürülebilir Küresel Rekabet Gücüne Ulaşmanın Tek Yolu: İnovasyon
1
Günümüz dünyasında şirketler, bir yandan pazara yeni giren çok sayıda rakip ve sunulan yeni ürünün yarattığı yoğun rekabet, bir yandan da küreselleşmenin getirdiği aynılaşma sorunlarıyla başa çıkmaya ve ayakta kalmaya çalışıyor. Artık tüm dünyada herkes, her şeyi ve üstelik kaliteli üretebiliyor. Bununla birlikte, küreselleşmenin sonucunda dünya hızla tek bir pazar haline geliyor.
Talep edilenden daha fazla ürünün olduğu, malların birbirine benzediği yani emtialaştığı bu ortamda tüketiciler de yüksek beklentilere sahip ve her zamankinden daha güçlüler. Dünyanın her tarafından gelen rekabet baskısını derinden hissettiğimiz bu yeni dönemde, şirketlerin hayatta kalabilmeleri için müşterilerinin gözünde sürekli farklılaşmaları, çarpıcı ve sıradışı olmaları gerekiyor.
Ürün, hizmet ve uygulamaları ile farklılaşabilen şirketler rekabette öne çıkarken, farklılaşamayanlar, herkesin bildiği “500” listelerinin tepelerinde yer alsalar da bir süre sonra yaşam savaşı vermeye başlıyor. İçinde bulunduğumuz yoğun küresel rekabet ortamında, geleceğin Türkiye’sini şekillendirmek; bu bağlamda da, büyüme ihtiyacımızın itici gücü olan sanayi politikalarımızı yeniden tanımlamak durumundayız.
Her büyüme döneminde önümüze çıkan yumuşak karnımız ‘’cari açığımız’’olmaktadır. Sorunun temelinde de sanayi üretimimizin ve dışsatımımızın yeterince ‘’katma değer’’ içermemesi yatmaktadır. Ekonomimizin bu temel sorununu aşabilmek, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yakalayabilmesi için “katma değer” üretmeye odaklanmamız zorunludur.
Başkalarının teknolojileri, tasarımları ve markalarıyla, onlar için “fason” üretim yaparak, kronik cari açık sorunumuzun halli ve sürdürülebilir büyümenin elde edilmesi mümkün değildir. İhtiyaç duyulan katma değeri üreterek şirketlerin farklılaşmalarını ve rekabet güçlerini artırmalarını, karlı ve sürdürülebilir büyümelerini sağlayacak unsurların başında ise “Ar-Ge ve İnovasyon” gelmektedir.
Ar-Ge ve inovasyon, ülkelerin ekonomi ve sanayi politikalarında son 10 yıldır en üst sıralarda yer almaktadır. Hükümetler üretimde fark yaratarak kriz dönemlerinde bile üretimin ve ihracatın artmasını sağladığı için Ar-Ge ve inovasyonu teşviklerle de desteklemişlerdir. Bu noktada ülkelerin Ar-Ge yatırımları büyük önem taşımaktadır. Ar-Ge yatırımları büyük olan ülkeler günümüzde bilim ve teknoloji alanında büyük adımlar atmış; sanayi ve üretimleri ile küresel piyasada rekabet güçlerini artırmışlardır.
Özellikle markalı Batı ürünleri ile, ucuz Doğu ürünleri arasında sıkışan ülkemiz, “ürettiği bilgi ve geliştirdiği teknolojileri, ülke ve insanlığın yararına yenilikçi ürün, süreç ve hizmetlere dönüştürebilen Türkiye” vizyonu doğrultusunda bilim, teknoloji ve yenilik alanında önemli bir atılım içerisindedir. Bu atılım, şüphesiz ki ulusal mutabakat ve stratejik yaklaşımla gerçekleştirilmiş, bunun sonucunda Ar-Ge faaliyetleri ivme kazanmıştır. Türkiye, son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon göstergelerinde en hızlı gelişmeyi sağlayan ülkelerden biri olmuştur.
Ülkemizin, dünyada bilim, teknoloji ve yenilik ekseninde sürdürülebilir bir rekabet gücüne erişimi Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarında son yıllarda yakaladığımız ivmenin daha da artırılmasıyla mümkün olacaktır. 2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefine ulaşılabilmesi için Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları olmazsa olmazdır. Bu nedenle Türkiye, tüm olanaklarıyla yenilikçilik ve yaratıcılığa yüklenmeli, destek mekanizmalarını göreceli rekabet üstünlüğü sağlayabileceği alanlarda teknoloji geliştirme, tasarım ve marka yatırımı gibi stratejik tercihlere yönlendirmelidir.
Ancak yapılacak tüm çalışmalarda gözönünde bulundurulması gereken unsur inovasyonun yalnızca Ar-Ge’den ibaret olmadığıdır. Bilim ve teknoloji inovasyonun önemli birer girdisi; Ar-Ge ise inovasyonu destekleyen faaliyetlerden birisidir. İnovasyonun, ArGe olarak ele alınması ile ürün müşteri gereksinimlerine yanıt vermede yetersiz kalır ve kabul görmeyebilir. İnovasyon, yalnızca Ar-Ge bölümü çalışanlarının işi olarak algılanırsa, ortaya pazarlanabilir bir ürün ya da hizmet çıkma olasılığı zayıflar.
(1) Bu durum rekabet avantajı elde etmeye yönelik tüm çalışmaların amacından sapmasına sebep olur. Bu nedenle “yeni bir fikrin değer katan uygulaması” olarak tanımlayabileceğimiz inovasyonu, geçici bir heves, moda, trend ya da ulaşılması gereken bir hedef gibi değil; hiç bitmeyecek bir yolculuk olarak görerek, kültür haline getirmemiz büyük önem taşıyor.Eczacıbaşı Topluluğunda inovasyon yaklaşımı...
Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşları, bugüne kadar daima gelişimi ve değişimi destekledi, yeniliklere uyum sağlama konusunda uzun yol katetti. Bugün, rekabette üstünlük sağlamak için farklılık yaratmak gerektiği, bu amaçla inovasyonu kurum kültürü haline getirmenin önemi tüm kuruluşlarımızda kabul görüyor. Yapı ürünleri alanındaki kuruluşlarımızı çatısı altında toplayan ve kurumsal stratejisinin temeline, inovasyon konusunda etkin rol oynamayı, katma değerli ürün ve hizmet üretimine katkıda bulunmayı koyan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, banyo ve seramik alanında dünyanın lider üreticileri arasında yer almayı hedefliyor. Grubumuz, bu hedefe daha fazla üreterek değil, tüketicileri şaşırtan ve mutlu eden yeni, özgün, yaratıcı fikirler geliştirerek ulaşacağına inanıyor.
Her yıl Ar-Ge’ye cirosunun yüzde 3’ünü ayıran Grup, uzun yıllardır sürdürdüğü çalışmaları, kurumsal bir çatı altında yeniden yapılandırdı. Faydaları ölçülebilen ve rekabet avantajı yaratacak inovasyonu bir kurum kültürüne dönüştürmeyi amaçlayan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, çevre dostu üretim kampusunun yer aldığı Bilecik - Bozüyük’te, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 4 Mayıs 2011 tarihinde Ar-Ge merkezi belgesini alarak tüm Ar-Ge ekiplerini buluşturacak İnovasyon Merkezi’ni kurdu.
Banyo ve kaplama çözümleri ile seramik uygulamalarında yeni nesil çözümler üretecek Merkez, herkesin kendini özgürce ifade edebileceği bir platform oluşturarak inovasyon kültürünü yaygınlaştırmayı hedefliyor. Tüm Eczacıbaşı kuruluşları için yaratıcılığı, ortak aklı ve ekip çalışmasını teşvik eden bir kültür geliştirmeyi amaçlayan Merkezin sunduğu ortam, açık iletişime, bilgi, deneyim ve fikir paylaşımına olanak tanıyor. VitrA İnovasyon Merkezi’nin ana hedefi, mimar ve tasarımcıların yaratıcılığını sınırlamadan, “hayal edilen” ürünlerin gerçeğe dönüştürülmesine ortam sağlamak.
Dünyadaki gelişmeleri ve kurum içi önerileri takip ederek inovatif fikirleri zenginleştirmeyi ve artırmayı hedefleyen Merkezde, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun tüm markalarının rekabet gücünü artıracak yeni ürün, malzeme, süreç ve teknolojiler araştırılıp hayata geçiriliyor. Nano teknoloji, elektronik, su ve enerji, sensör teknolojisi, akustik, ergonomi ve kompozit malzemeler gibi alanlar inceleniyor.
Pazar ve teknoloji odaklı inovasyon çalışmalarına öncelik veriliyor, mevcut inovasyonların hayata geçirilmesi de destekleniyor. Eskişehir-Bilecik-Kütahya üçgenindeki seramik kümelenmesinin rekabet gücünün artırılmasına da katkıda bulunacak merkezde; Türkiye’den ve dünyadan sektörel kuruluşlarla, enstitü ve üniversitelerle ortak çalışmalar yürütülüyor. Kendimizi başlangıç aşamasında gördüğümüz, geleceğimizi şekillendirecek inovasyon yolculuğumuzda Topluluğumuzun değerini artırmanın yanı sıra, gelecek nesillere sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşam sunumunda da öncü olmayı hedefliyoruz.
Referanslar (1): İnovasyon:Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı – Şir