ISO BELGELENDİRME
Sektörler
İso Belgelendirme
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
Karbon Ayak İzi Hesalama
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Blog / Anadolu?da Sanayileşme ve OSB?ler
Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler
 
Ramazan YILDIRIM Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V. Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler
 
 
 
 
 
Türkiye’de sanayileşme hareketinin başlatılmasına ilişkin yasal ve kurumsal altyapıya dair kararlar I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınmış olup 1932’den itibaren “Devletçi” sanayileşme modeli benimsenerek 1939 yılına kadar yoğunluk kaybetmeden uygulanmıştır. 1933-1937 yılları arasında “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı” uygulamaya konulmuş, 
bunun ardından hazırlanan İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı ise araya giren II. Dünya Savaşı nedeniyle rafa kaldırılmıştır (Yaşar, 2003a: 
34-40). 
1950’lerden itibaren liberal sanayileşme politikaları benimsenmiştir. Ancak gerek kamu sektörü ve gerekse özel sektör, imalat sektörü yatırımlarını Ankara’nın batısında yer alan bölgelere kaydırmıştır. Bu dönemde, atılım içinde görülen özel kesim, yatırımlarını ülkenin en “gelişmiş” ve “dışsal” yararların en yüksek olduğu İstanbul ve İzmir gibi merkezlerde toplamıştır. 1963 yılından itibaren “Planlı Kalkınma” 
döneminin başlamasıyla birlikte, imalat sanayi yatırımlarının ülke geneline dağıtılması ve bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Akdeniz Bölgesi’nde Adana ve çevresi, Ege Bölgesi’nde Denizli, İç Anadolu Bölgesi’nde Eskişehir, Ankara, Konya ve Kayseri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise Gaziantep’te, adı geçen bölgelerin sanayi ve cazibe merkezi olmaya yönelik önemli gelişmeler sağlanmıştır.Ankara her ne kadar önemli bir sanayi merkezi olarak değerlendirilmese de, ülke sanayisi içinde önemli bir yeri vardır. 
Bu önem, Kırıkkale uzantısı dikkate alındığında artmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde ise Bolu ve Çorum gibi lokal gelişme kutuplarının ortaya çıkması ve bunların giderek güçlenmesi, sanayinin 
eski merkezlerden diğer bölgelere doğru yayıldıklarının birer örneğini 
oluşturmaktadır. Ancak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep, Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise Malatya ve kısmen de Elazığ, adı geçen bölgelerde tek tek büyümeye devam eden iller olmayı sürdürmektedir (Işık, 2000:128). 
1970’ler sonrasında Ege ve Marmara Bölgeleri dışına kayma eğilimi gösteren sanayinin 1980’lerden itibaren yine batı sanayi bölgeleri merkezli büyüdüğü ve 1990’lardan itibaren de yeniden çevreye doğru yayılma eğilimi gösterdiği anlaşılmaktadır. Sanayi alanında özel sektör 1960’lara gelindiğinde önemli seviyelere ulaşmıştır; fakat bir diğer önemli sorun ortaya çıkmıştır: Yatırımların belirli yerlerde toplanması ve çarpık kentleşme. Yatırımlar, özellikle İstanbul-Kocaeli-
İzmir üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum üzerinde bu kentlerin ulaşım imkânları, ithalat ve ihracat açısından önemli bir üs olmaları, pazarlama olanakları gibi faktörler etkili olmuştur. Yatırımların birkaç kentte toplanması ise buralara göç eden nüfusun olağanüstü iktarda 
artmasını ve bunun beraberinde çarpık kentleşme olgusunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca sanayi işletmelerinin de düzensiz bir şekilde konumlanmaları sonucu çevre düzensizliği, plansız kentleşme sorunları baş göstermeye başlamıştır. Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), bahsedilen bu sorunları büyük ölçüde çözecek potansiyele sahiptir. Zira OSB’ler, işletmelerin yer alacağı düzenli, altyapı ve ulaşım imkânları gelişmiş bir yer sunmaktadır. Böylece sanayi alanlarının dağınık yapılaşması sorunu ortadan kalkmaktadır. İşletmelerin bir arada bulunması, planlı kentleşmeye sağladığı faydalarının yanı sıra işletmelere de katkıları bulunmaktadır. Şöyle ki bir arada bulunan işletmeler girdi tedarikini, OSB dışında yer alanlara göre, daha düşük maliyetle sağlayacaklardır. Bunun yanı sıra pazarlama olanakları açısından da OSB dışındaki işletmelere göre daha avantajlıdırlar. Sanayi alanlarının düzenli olması, nüfusun 
yerleşiminin de düzenli olmasına katkı sağlayacaktır. Bu gibi katkılar elbette kent içi ile alakalıdır. Bunun yanı sıra OSB’ler bölgesel gelişmişlik farklarını gidermenin de bir aracıdır. Devletimiz de OSB uygulamasını bölgesel gelişmişlik farklarını gidermek için 1960’lardan itibaren kullanmaktadır. Bunun izleri kalkınma planlarımızda da 
görülebilmektedir. OSB’lerin bölgesel gelişmişlik farklarını ortadan kaldırması ise az gelişmiş bölgelere kurulacak OSB’ler ile yatırımcıya altyapısı hazır, ulaşım imkânları yeterli düzeyde olan yerler sunmak ve 
buralarda yapılacak yatırımları teşvik etmek yoluyla olmaktadır. 19.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren son teşvik sisteminde de OSB’lere ve az gelişmiş bölgelere pozitif 
ayrımcılık uygulanmakta, daha fazla teşvik verilmektedir.
 
 
Organize Sanayi Bölgelerinin İhracattaki Rolü
 
Ekonomik büyümenin olmazsa olmazı olan ihracat artışı; dış piyasaları öğrenme, daha iyi yönetim, daha büyük boyutlarda girişimcilik, gelişmiş kaynak tahsisi, pazarlama ve üretim yeteneklerini de 
kapsayan teknik bilginin yayılmasını sağlamaktadır. Uluslararası piyasalara girişte artan rekabet, ihracat dışı sektörlere de pozitif dışsallıklar sağlayan etkilerle ekonomideki genel verimlilik 
düzeyini yükselterek özellikle yüksek nitelik kazandıran yeni becerilerin elde edilmesine ve etkin bir fiyat mekanizmasının oluşumuna katkı sağlamaktadır.Türkiye’de 1980 yılından sonra ithal 
ikameci sanayileşmeden vazgeçilip, ihracata dönük sanayileşmenin 
uygulamaya konulmasıyla, serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaştırılması yönünde önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
 
Bu gelişmelerden en önemlisinin sanayi bölgeleri olduğu açıktır. OSB’ler, ülkedeki sanayileşmeyi hızlandırmada, işsizliği azaltmada, bölgeler arası gelişmişlik farkını gidermede, yabancı yatırımlar için çekim alanı olmada, küçük işletmelerin gelişmesinde, kalite ve verimliliğin artışında en önemli rolü üstlenmektedir. Anadolu’daki birçok OSB’nin, ihracatta ülke ortalamasının üzerine çıkması dikkati çeken önemli bir noktadır. OSB’lerde faaliyet gösteren işletmeler arasında kurulacak iletişim ağları, uluslararası ticaret için gerekli bilginin oluşması için bir zemin oluşturur. İhracata esas teşkil eden bilgi ve deneyim, uluslararası etkinliklere katılımla elde edilmektedir. OSB’ler aracılığıyla oluşturulacak platformlarda yapılacak faaliyetlerle, işletmelere hammadde kaynaklarına ve uluslararası pazarlara erişimi sağlayan ilişkilerin oluşmasına imkân sağlanır. Böylece, OSB’ler içerisinde faaliyet gösteren işletmeler uluslararası ticarette daha güçlü bir noktaya gelir.OSB’lerde oluşturulan iş ağlarının sağladığı imkânlarla; uluslararası rekabet edebilirlik, bölgesel ağ, rekabetçi üstünlük elde edilmiştir.
 
İş ağlarının sağladığı imkânlarla kümelenme nitelikleri kazanan işletmelerin uluslararası başarısı artma eğilimindedir. Yapılan deneysel çalışmalar, sanayi bölgesindeki işletmelerin ihracatın ithalatı karşılama oranını yakalamadaki katkısına dikkat çekmektedir. OSB’lerdeki gelişmiş ihracat hizmetlerinin varlığı, işletmelerin ihracatının miktarını ve kârlılığını üst noktalara taşımıştır.Türkiye’de ihracatçı işletmelerin çoğunluğu OSB içerisinde yer almaktadır.
 
Bu veri düşünüldüğünde, 2023 Türkiye Vizyonu’nda 500 milyar ABD Doları olan ihracat hedefinin gerçekleştirmesinde OSB’ler önemli bir araç olarak düşünülmektedir. Bu kapsamda, özelikle OSB’lere yapılacak yatırımlar için çeşitli teşvikler getirilmiştir. Bunlardan ilki, olan 5084 Sayılı “Yatırımların Teşviki Kanunu” ile getirilen teşviklerde, OSB’de yapılan yatırımlara sağlanan avantajlarla birlikte, OSB’lerde yer alan ihracatçı işletme sayısı ve ihracat miktarlarında önemli artışlar olmuştur. 2011 yılı içerinde yürürlüğe giren 4562 Sayılı Kanunun 9. Geçici Madde ile getirilen tamamen veya kısmen bedelsiz tahsisine ilişkin teşviki ile birlikte OSB’lerin ihracatçı işletme sayısı artacağı beklenmektedir. Son olarak 19.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni teşvik uygulamasında, OSB’de yapılan yatırımların, vergi indirim oranları ve sigorta primi işveren desteği süresi bakımından, daha avantajlı olan bir alt bölgede yer alacağı hususu hüküm altına alınmıştır.
 
 
Yeni teşvik uygulamasıyla OSB’ler için önemli avantajlar getirilmiştir. Teşvik kararnamesinde az gelişmiş bölgelerde yapılacak yatırımlarda bu avantaj katlanarak artmaktadır. Dolayısıyla az gelişmiş bölgelerdeki düşük ihracat miktar ve yoğunluklarının artacağı düşünülmektedir.
 
aa
Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram