Blog / İklim Değişikliği CEO Algı Araştırması: Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı
İklim Değişikliği CEO Algı Araştırması: Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı
Asgari düzeyde karbon salımı ile büyüme anlamına gelen düşük karbon ekonomisini hayata geçirebilme sürecinde diğer paydaşlarla birlikte özel sektöre de önemli görevler düşmektedir. Özel sektörün uluslararası süreçleri takip etmesi, ulusal yükümlülüklerin ve fırsatların farkında olması, temel kavramları benimsemesi ve içselleştirmesi, sürdürülebilir bir Türkiye için çok önemlidir. Bu kapsamda, küresel ölçekte, şirketlerin iklim değişikliğine vermiş olduğu yanıtlara ilişkin yürütülmüş çeşitli çalışmalar mevcuttur. Aşağıdaki bulguların paylaşıldığı rapor, Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye ve Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) işbirliği ile kurulan İklim Platformu faaliyetleri kapsamında hazırlanmıştır. Ulusal ölçekte yapılmış bu ilk kapsamlı çalışma ile Türk iş dünyasının iklim değişikliği ile mücadele konusunda hangi noktada olduğunun tespit edilmesi hedeflenmiştir.
Şirketlerin; iklim değişikliği ve düşük karbon ekonomisine ilişkin farkındalıkları, etkilenme düzeyleri, strateji ve uygulama planları; CEO’lar tarafından değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında farklı sektörlerden 50 kurumsal şirket ile temasa geçilerek soru formları gönderilmiştir. Temasa geçilen şirketlerden 25 tanesi çalışmaya katılmıştır. Çalışma sonuçları bu 25 şirketin yanıtlarını yansıtmaktadır. Çalışmanın hedef kitlesi;
Türkiye gayri safi yurtiçi hasılasına sektöründe büyük katkıya sahip,
İklim değişikliği ile doğrudan ilişkili sektörlerde yer alan büyük ve öncü şirketlerdir.
Çalışmaya katılan 25 şirketin faaliyet gösterdiği sektörler Şekil 1’de görülmektedir.
Şekil 1. Çalışmaya Katılan Şirketlerin Faaliyet Gösterdiği Sektörler
Çalışma kapsamında CEO seviyesinde temasa geçilen şirketlerin yarısının bu çalışmaya katılması, katılan firmaların birçoğunun iklim platformu üyesi olması, Türk iş dünyasının iklim değişikliğine gösterdiği duyarlılığın hâlihazırda önemli bir seviyeye ulaştığını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, bu rapor ve sonuçları, bu duyarlılığın tespiti, önemi ve yaygınlaştırılarak artırılması hususlarında önemli bir referans kaynak olarak sunulmaktadır.
Türk iş dünyasının firma liderleri seviyesinde iklim değişikliğine ilişkin farkındalığını tespit etmeyi, iklim değişikliğine bağlı riskler ve fırsatlar konusunda bu farkındalığı zenginleştirmeyi ve mevcut uygulamalara ilişkin örnekler sunarak iklim değişikliği konusunda firmalar arası yakınlaşmayı hedefleyen bu rapor aşağıdaki genel sonuçlara ulaşmıştır:
Çalışmaya katılan şirketlerin tamamı iklim değişikliğinin farkında olduklarını belirtmektedir.
Şirketlerin büyük çoğunluğu; iklim değişikliği kaynaklı fiziksel riskleri ve politika değişikliği kaynaklı oluşacak yasal riskleri kabul ederken, bu oluşması muhtemel risklerin belirlenmesi ve azaltılması konusunda atılması gereken adımlar olduğunu dile getirmektedir.
Şirketlerin büyük bir kısmı değer/tedarik zincirleri içindeki iklim kaynaklı risklerin farkındayken, fırsatların tespiti konusunda çalışmalara ihtiyaç duyulacaktır.
Şirketlerin iklim değişikliği stratejilerinin temelinde yer alan başlıca unsurlar, “operasyonlardan kaynaklanan çevresel etkilerin yönetilmesi” ile “su ve enerji tüketimleri ile atık maddelerin azaltılması” olarak gözlemlenmektedir. Geliştirilen stratejilerin tamamı doğrudan iklim değişikliği ile mücadeleyi hedef almamasına karşın, şirketlerin çoğunun karbon yönetimini de kapsayan stratejiler geliştirmesi olumlu bulgular arasında görülebilir.
İklim değişikliği stratejisi geliştirmesinin arkasında yatan en önemli nedenin “azalan doğal kaynaklar ve çevre sorunlarına dikkat çekmek” olarak görülmesi, şirketlerin stratejilerini oluştururken öncelikli olarak kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle konuya yaklaştıklarını göstermektedir (Şekil 2). Bu durum bazı şirketlerin, risk azaltma, maliyet azaltma, strateji güçlendirme, müşteri çekme gibi daha çok ekonomik/ticari fırsatların değerlendirilmesine sistematik olarak yaklaşmadığını göstermektedir. Şirketlerde, iklim değişikliği farkındalığı ve mücadeleye yönelik strateji geliştirilmesine karşın, şirketlerin tamamında bu konuya ayrılan bütçelerin doğrudan iklim risklerini dikkate almadığı söylenebilir.
Şekil 2. Çalışmaya Katılan Şirketlerde İklim Değişikliği Stratejisinin Uygulanma Nedenleri
Ölçümlenen Kilit Performans Göstergeleri arasında enerji tüketimi ilk sırada yer alırken, şirketlerin büyük bir bölümünün CO2 salımlarını ölçtüğü görülmüştür.
İklim değişikliği ve sera gazı salım azaltımına yönelik düzenlemeler, özel sektörün konu ile ilgili önlemler almasını ve gerekli yatırımları yapmasını teşvik eden en önemli araçlar arasındadır.
İklim değişikliği ile mücadelede ulusal ölçekte ortaya konulması gereken hedeflerde belirsizlik olması şirketlerin atması gereken somut adımlarda hızlı harekete geçememesine neden olabilmektedir.
Düşük karbon ekonomisine geçiş için, sektörel bazda azaltım hedeflerinin belirlenmesinin en temel şart olduğu dikkate alındığında, hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak orta ve uzun vadeli mevzuatın henüz oluşturulmamış olmasının, şirketlerin strateji ve azaltım araçlarının geliştirmesinde olumsuz etki yaptığı söylenebilir.
Özel sektörün iklim değişikliğinin Türk iş dünyası üzerine olan etkisini yönetmedeki temel rolüne ilişkin olarak şirketler bilinçlendirme faaliyetleri üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Şirketlerin yürüttükleri iyi uygulamalarla diğer şirketlere örnek olmaları ile diğer şirketler ve paydaşlarla işbirliği yapılması da öne çıkan diğer rollerdir.
REC Türkiye’den Rifat Ünal Sayman, Onur Akpulat ve Dursun Baş tarafından hazırlanan raporun tamamına http://www.rec.org.tr/dyn_files/42/6273-Iklim-Degisikligi-CEO-Algi-Arastirmasi-Raporu.pdf adresinden ulaşılabilir.
Kaynak: İklim Platformu, PWC, Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye, “İklim Değişikliği CEO Algı Araştırması-Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı”, 2014.