Blog / Yeşil Ekonomiye Geçiş
Yeşil Ekonomiye Geçiş
Şakir KARAKAYA / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Yeşil Ekonomiye Geçiş
İnsanlık tarihinin son yüzyılında gerçekleştirilen yoğun ekonomik faaliyetler sosyal yaşam ve çevre üzerindeki baskıyı ve olumsuz etkileri artırmış; ekosistemdeki bozulmanın etkilerinin hissedilir boyutlara ulaşıp küresel bir tehdit olarak kabul görmesi ile birlikte, doğal kaynakların tahrip edilmesi, ekolojik dengenin ve insan yaşam kalitesinin bozulması pahasına yürütülen üretim modellerinin çevreye ve insana duyarlı bir yaklaşıma doğru evirilmesine yol açmıştır. Ayrıca, daha çok büyüme ve üretime odaklı ekonomik sistemler, daha az emek yoğun ve daha fazla kirletici yoğun hale gelmiş ve çevre sorunlarının yanına işsizlik ve yoksulluk gibi küresel başka sorunları da eklemiştir1 . Yaşanan bu sorunlar, ekonomik, sosyal ve çevresel konuların bütünsel olarak ele alınması gereksinimini doğurmuş ve yeni büyüme araçlarının geliştirilmesi ihtiyacını tetiklemiş; sonuç olarak sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek araçlardan biri olarak “yeşil ekonomi” kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı’nın (UNEP) 2011 yılında yayınladığı “Yeşil Ekonomi Raporu”nda ise yeşil ekonomi, sosyal eşitliği ve toplumsal refahı artıran ve aynı zamanda çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları önemli ölçüde azaltan bir yaklaşım olarak ele alınmış ve ekonomileri yeşilleştirme sürecinin sürdürülebilir büyümenin yeni aracı olduğu ifade edilmiştir.
2012 yılında düzenlenen Rio+20 Konferansı’nın sonuç bildirgesinde “yeşil ekonomi” kavramı sosyal, çevresel ve ekonomik açıdan sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve yoksulluğunun azaltılması bağlamında ele alınmıştır. Bu kapsamda, yeşil ekonominin doğal kaynakları sürdürülebilir şekilde yönetmeyi sağlayacağı, kaynak verimliliğini artıracağı, açlığı azaltacağı ve sonuç olarak ülkeleri sürdürülebilir, adil ekonomik büyüme ve iş imkânı sağlama konusunda destekleyeceği ifade edilmiştir 2.
Konferansta, yeşil ekonomi yaklaşımının yerel ve bölgesel ihtiyaçlar ile uluslararası yükümlülüklerin ve hedeflerin uyumlu olması gerektiğine vurgu yapılmış; kurumsal ve finansal kapasitenin güçlendirilmesi, ulusal ve uluslararası ekonomilerin daha güçlü bir şekilde kalkınmasını sağlayacak şekilde teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına ve ilgili tüm tarafların çeşitli işbirlikleri oluşturmasına yönelik bir çağrıda bulunulmuştur. Bu çağrı doğrultusunda, yeşil ekonomiyi farklı açılardan ele alan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) tarafından ekonomilerini daha yeşil hale getirmeye çalışan ülkeleri desteklemek amacıyla 2013 yılında Yeşil Ekonomi Eylem İşbirliği (PAGE- Partnership for Action on Green Economy)3 programı oluşturulmuştur. PAGE, ülkelerin yeşil ekonomi stratejileri geliştirmek ve uygulamak için ortaya koydukları istek ve iradeye destek olma amacındadır. Ulusal bir ekonomi için, bu tür girişimlere dahil olmak hem kapasite geliştirmeye destek olacağı hem de programlı bir şekilde yeşil ekonomiye geçişi kolaylaştıracağı için önem arz etmektedir. PAGE kapsamında ele alınan en önemli hususlardan biri uluslararası yükümlülükler ve hedeflerle uyumlu olacak şekilde ulusal düzeyde yeşil ekonomi politikalarının geliştirilmesidir.
Yeşil Ekonomiye Geçiş Süreci
Bir ülkenin yeşil ekonomiye geçiş sürecini başlatabilmesi için öncelikli olarak karar vericilerin ve politika yapıcıların bakış açılarının ve yaklaşımlarının “yeşil ekonomi”ye yönelik olarak değişmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, küresel ısınma, hava kalitesinin bozulması, biyolojik çeşitliliğinin azalması, yoksulluk, insancıl çalışma ve yaşama koşullarının giderek kötüleşmesi, gelecek nesillerin su, enerji, gıda vb. kaynaklarla ilgili kıtlık yaşama riskinin artması, gelir adaletsizliği, su kaynaklarının kirlenmesi vb. tüm sosyal, çevresel ve ekonomik alanlardaki gelişmelere karşı farkındalık düzeyinin oluşması büyük önem arz etmektedir (Şekil 1/Aşama 1). Bu farkındalığın oluşması, yeşil ekonomiye geçiş sürecinin birinci aşaması olarak değerlendirilebilir.
Şekil 1’de görüldüğü üzere, ikinci aşama olarak planlı bir şekilde yeşil ekonomiye geçiş sürecini yürütme konusunda uluslararası bilgi birikiminden ve deneyimlerden yararlanmayı kolaylaştırması bakımından uluslararası işbirliklerine dahil olunması önerilebilir.
Üçüncü aşamada (Şekil 1/Aşama 3) ise ulusal düzeyde tüm taraflarla (ekonomi, sanayi, ticaret, çalışma, maliye, sosyal güvenlik gibi ilgili bakanlıkların üst düzey temsilcileri, sivil toplum örgütleri, finans ve iş dünyası, sektör birlikleri, sanayi ve ticaret odaları, üniversiteler, medya, araştırma kurumları vb.) uzun vadeli işbirliklerinin oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, yeşil ekonomi adına çeşitli projeler (yeşil büyüme, yeşil kalkınma, düşük karbonlu ekonomik kalkınma vb. adlar altında yürütülen projeler) tasarlama, uygulama ve yönetme süreçlerinde yer alan tüm tarafların da bu aşamada temsil edilmesine önem arz etmektedir.
Bu aşamadan sonra yeşil ekonomiye geçiş süreci, hedeflerin net olarak belirlenmesi, hedefleri gerçekleştirmek için yatırımların (hem özel sektör hem de kamu tarafından) planlanması ve yatırımların uygulanması sürecini kolaylaştırmak için politikaların belirlenmesi (Şekil 1/Aşama 4), uygulanması (Şekil 1/Aşama 5) ve sonuçlarının izlenmesi (Şekil 1/Aşama 6) ile devam etmelidir.
Yeşil Ekonomi Politikaları Geliştirme ve Değerlendirme Süreci
Yeşil ekonomi politikaları geliştirme ve değerlendirme süreci temel olarak beş ana faaliyetten oluşmaktadır (UNEP, 2014)4 :
1. Ülkelerin genel kalkınma planları doğrultusunda öncelikli sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin oluşturulması (hedeflerin tanımlanması)
2. Hedefleri gerçekleştirmek için gerekli tahmini yatırım miktarının belirlenmesi
3. Gerekli yatırımların yapılmasını kolaylaştırmak için politikaların geliştirilmesi ve politika reformlarının yapılması
4. Hedeflerle uyumlu ekonomik, sosyal ve çevresel göstergeler tanımlama ve çeşitli senaryoların sonuçlarıyla kıyaslama yoluyla gerekli yatırımların ve kolaylaştırıcı politikaların etkilerinin değerlendirilmesi (etki değerlendirme)
5. Değerlendirme sonuçlarının sunulması
Faaliyet 1: Hedeflerin tanımlanması
Hedef tanımlama nereye ulaşılmak istendiğini sayısallaştırmayı sağlayan bir süreç olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda yeşil ekonomiye geçişi sağlayacak veya hızlandıracak biçimde ve bir ülkenin sosyal ve çevresel kalkınma amaçları ve öncelikleri ile uyumlu olacak şekilde hedeflerin tanımlanması gerekmektedir.
Yeşil ekonomi hedeflerine örnekler:
- Kaynak etkinliğini artırma, endüstriyel atık miktarını azaltma ve birim ürün başına tüketilen enerji miktarını azaltma amaçları doğrultusunda, gelecek 10 yıl içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimi içerisindeki payını % 30’a yükseltme.
- Ekosistemleri koruma, çevresel kirliliği azaltma ve doğal kaynakları korumaya yönelik amaçlar doğrultusunda, 2020 yılına kadar endemik bitki ve hayvan habitatlarının en az % 80’ini ve ormanların en az % 50’sini koruma altına alma.
- Yaşam kalitesini artırma, yoksulluğu azaltma ve gelir dağılımı adaletsizliğini giderme amaçları doğrultusunda, 2030 yılına kadar ortalama yaşam süresini 75’e yükseltme
- Düşük karbonlu bir ekonomiye geçme amacına yönelik olarak yapılacak yatırımlar için GSMH’nin % 2’sini tahsis etme.
Hedefler belirlenirken, hedeflerin birbirlerini destekleyecek şekilde formüle edilmesi, hedefleri etkileyen veya hedeflerden etkilenen tüm tarafların sürece dahil edilmesi, özel sektörün bakış açısını değiştirecek, özel sektör yatırımlarını harekete geçirecek ve kamu ile özel sektör arasında risklerin paylaşımını sağlayacak nitelikte olması ve ülkenin ihtiyaçları ve mevcut durumu dikkate alınarak hedefler arasında önceliklendirme yapılması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca, hedefler belirlendikten sonra çeşitli senaryolar altında hedeflerin gerçekçi ve ulaşılabilir olup olmadıkları test edilmelidir.
Yatırım Eksenli Yeşil Ekonomi Politikaları
Yeşil ekonomi, kaynakların, daha verimli bir şekilde dağıtımı yoluyla yatırımların sosyal ve çevresel alanlara doğru yönlendirilmesine odaklanmaktadır. Bu bağlamda, yatırımları sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma amacına doğru harekete geçiren veya yönlendiren herhangi bir politika yeşil ekonomi politikası olarak ele alınmaktadır (UNEP, 2014). Yatırımların bir ekonomiyi şekillendiren temel araç olduğu düşünüldüğünde, yapılacak yatırımların altyapı, temiz teknolojiler, doğal kaynaklar ve insan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik olarak gerçekleştirilmesi yeşil ekonomiye geçiş için temel bir gereksinimdir.
Faaliyet 2: Hedefleri gerçekleştirmek için gerekli tahmini yatırım miktarının belirlenmesi
Yeşil bir ekonominin, gelirin ve istihdam olanaklarının artırılması, temiz suya ve enerjiye erişimin iyileştirilmesi, atıkların ve karbon salımının azaltılması, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması, yoksulluğun ve gelir adaletsizliğinin azaltılması gibi konularda iyileştirmelere odaklanması gerekir (UNEP, 2014). Bu odak alanlarına müdahale etme konusunda kullanılabilecek en etkili araç ise yatırımlardır. Kamusal veya özel sektör yatırımlarının fosil kaynaklı yakıt üretimine, doğal kaynakları verimsiz bir şekilde kullanan sektörlere yönlendirilmesi gibi yatırım kararları sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaya engel teşkil edebilecek alanlardır. Mevcut yatırımları bu alanlardan yeşil yatırım alanlarına kaydırmadan yeşil bir ekonomiye geçişin sağlanamayacağı ve hedeflerin gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Ayrıca, ulusal düzeyde tanımlanan herhangi bir hedefin yeni ve ek yatırımlar olmadan gerçekleştirilmesi de pek mümkün değildir. Örneğin, gıda atıklarının azaltılmasına yönelik bir hedefin gerçekleştirilmesi için tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve tüketicilerin bilinç düzeyinin artırılması gerekebilir. Bu doğrultuda öncelikli olarak kampanya ve bilinçlendirme faaliyetleri için finansal bir kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Yine, bu hedef doğrultusunda ürün kayıplarını azaltmak için taşıma ve depolama sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik yatırımların yapılması gerekebilir. Bu nedenle, eğer yeşil ekonomi yaklaşımdan bahsedilecekse, öncelikle ulaşılmak istenen hedefleri gerçekleştirmek için alınacak önlemler (veya yapılacak faaliyetler) ile ihtiyaç duyulan yatırımlar arasında bir ilişkinin kurulması ve bir ihtiyaç analizinin yapılması gerekmektedir. Bu amaçla geliştirilmiş çeşitli araçlar bulunmaktadır. Örneğin, iklim değişikliği ile ilgili hedefler için yapılacak bir yatırım ihtiyaç analizi için küresel düzeyde belirlenmiş bir emisyon hedefine ulaşmak için farklı teknolojiler kullanmanın maliyetini gösteren ve McKinsey Company tarafından geliştirilmiş olan “Sera Gazı Azaltma Maliyeti Eğrisi” kullanılabilir 5. Ayrıca, UNEP tarafından “yeşil ekonomi politika değerlendirme modellemesi” için geliştirilmiş olan T21 modeli de yatırımların tahmin edilmesine yönelik kullanılan araçlardan biridir 6.
Kamu ve özel sektör tarafından yapılması gereken yatırım alanlarının ve miktarlarının belirlenmesinin yanında, mali politikaların yeniden düzenlenmesi (örneğin, devlet teşviklerinin yeniden düzenlenmesi, ekolojik vergi reformunun yapılması, organik tarım teşvikleri gibi yeni teşvik alanları geliştirilmesi vb.), düşük karbon teknolojilerine erişimin kolaylaştırılması için pazara yönelik düzenlemeler yapılması, yeşil sanayileşme girişimlerinin ve yeşil iş yaratan işgücü piyasalarının desteklenmesi, ve yeşil teknolojilere yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin, ticaret olanaklarının ve sürdürülebilir tüketimin teşvik edilmesi yeşil bir ekonomiye geçiş için oldukça önemli araçlar olarak görülmektedir (UNEP, 2014).
Faaliyet 3: Gerekli yatırımların yapılmasını kolaylaştırmak için politikaların geliştirilmesi ve politika reformlarının yapılması
Özel sektör yatırımlarını istenilen sektörlere ve alanlara doğru yönlendirmek ve bu yatırımların etkililiğini sağlamak için yeşil ekonomi girişimlerini destekleyecek “kolaylaştırıcı ve yatırım ortamını iyileştirici” kamu politikalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu politikaları belirleyebilmek için UNEP’in yöntem önerisi şu şekildedir (UNEP, 2014):
- Mevcut politikaların (örneğin fosil kaynaklı enerji üretimi için verilen devlet teşvikleri, kirlilik/emisyon ile ilgili vergiler, su ve enerji ile ilgili destekler vb.) gereksinim duyulan yatırımları harekete geçirme veya yatırımların etkililiğini artırma konularında etkisinin ve gücünün değerlendirilmesi,
- Mevcut politikalarda yapılacak revizyonların belirlenmesi ve gerekli yeni politikaların tespit edilmesi,
- Geliştirilecek politikalardan etkilenen (kazanan ve kaybeden) tarafların belirlenmesi,
- Politika değişikliklerinden olumsuz etkilenme olasılığı bulunan taraflar için alınacak ek önlemlerin belirlenmesi,
- Politika reform sürecinde gerekli sosyal diyalog mekanizmalarının tespit edilmesi.
Yeşil ekonomiye geçiş için gerekli yatırımların çoğunluğunun özel sektör tarafından yapılması gerekirken, kamu yatırım ve harcamaları da bu noktada önemli bir rol oynamaktadır. Kamu tarafından yapılan harcamalarda, çevresel ve doğal kaynakların daha etkin kullanımını sağlamak ve yeşil pazarların gelişimine destek olmak amacıyla çevreye duyarlı mal ve hizmet alımlarına ağırlık verilebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kamu harcamalarının GSMH içerisindeki payı düşünüldüğünde, kamusal satın alma faaliyetlerinin yeşil ekonomiye geçişi nasıl destekleyebileceği açıkça görülecektir.
Devlet tarafından uygulanacak mali politikaların gözden geçirilmesi ve ekolojik vergilendirme (karbon vergisi, enerji, suni gübre, pil, plastik vb. kirletici ürünlere yönelik tüketim vergisi vb.) yoluyla gelirlerin artırılması ve bu gelirlerin yeni yeşil yatırımlara yönlendirilmesi; çevreye duyarlı ürünlerin ithalatına veya ihracatına yönelik olarak teşvik edici yasal düzenlemelerin yapılması; kirletici özelliği yüksek olan sektörlere (örneğin fosil kaynaklı yakıt üretimi) yönelik verilen devlet teşviklerinin azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması gibi birtakım politika eksenli uygulamalar, çeşitli standartların (örneğin araç emisyon standartları) geliştirilmesi yeşil ekonomiye geçiş için önemli araçlar olarak görülebilir. Ayrıca, yeşil ekonomiye geçiş sürecinde, özellikle yatırımların yönlendirildiği sektörlerde işgücünün beceri ve kapasitesinin artırılmasına ve insana yakışır iş olanaklarının geliştirilmesine yönelik politika araçlarının da diğer kolaylaştırıcı politikalarla bütünleşik olarak ele alınması gerekmektedir.
Faaliyet 4: Etki Değerlendirme
Önceki adımlarda belirlenen yatırımlara ve politikalara karar vermeden önce bu yatırım ve politikaların etkisi çeşitli araçlar ve göstergeler kullanılarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda şöyle bir kuramsal örnek verilebilir (UNEP, 2014): bir ülkenin amaçlarından birinin enerji verimliliğini artırmak olduğunu ve bu bağlamda, öncelikli hedefin 2020 yılına kadar birim GSMH başına tüketilen enerjiyi % 20 oranında azaltmak olduğunu düşünelim. Yatırım değerlendirme çalışması sonucunda, 2020’ye kadar binaları ve toplu taşıma sistemlerini yeşilleştirmek için her yıl 25 milyar dolarlık kısmı kamu tarafından yapılmak üzere toplam 100 milyar dolarlık bir yatırım yapılması gerektiği, ayrıca fosil kaynaklı yakıt üretimine yönelik desteklerin sonlandırılması ve karbon vergisinin uygulanması gerektiği ortaya çıkmış olsun. Bu durumda, ilgili hedefi gerçekleştirmek için yapılacak bu faaliyetlerin karbon emisyonlarını azaltmanın dışında, devletin mali durumuna (gelir ve harcamalar ile finansman dengesi), özel sektöre (ekonomik büyüme, enerji verimliliğinden doğan tasarruflar, istihdam ve ithalat açısından) ve sosyal yapıya (örneğin yoksul halkın istihdam olanağının artırılması ve mobilitesi) etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla çeşitli modelleme araçlarından ve göstergelerden yararlanılmalıdır. Yeşil ekonominin sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları olduğu için, geliştirilen bir politikanın veya yapılacak bir yatırımın her boyuta etkisinin (olumlu veya olumsuz etkiler) analiz edilmesi ve bütüncül olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu aşamada en sık kullanılan araçlar ise fayda-maliyet analizi, maliyet-etkililik analizi ve çok kriterli karar verme teknikleridir.
Faaliyet 5: Değerlendirme sonuçlarının sunulması
Önceki adımda gerçekleştirilen etki değerlendirme sonuçlarına göre yapılmasına karar verilen yatırım eksenli yeşil ekonomi politikaları için yapılması gereken faaliyetleri ve zaman planlamasını içeren bir yol haritasının hazırlanması ve tüm taraflara sunulması gerekmektedir. Bu yol haritasında, spesifik hedefler ve ilgili göstergeler, gerekli yatırımlar ve bu yatırımların zaman planı ve sektörlere dağılımı, ne tür politika reformlarının ne zaman hayata geçirileceği ile fon kaynakları (kamu, özel sektör, yerel, küresel, borç vb.) ve bu kaynakların türü gösterilmelidir.
Yatırımların Gerçekleştirilmesi, Politikaların Uygulanması ve Sonuçların İzlenmesi
Yeşil ekonomiye geçiş sürecinde, geliştirilen yatırım eksenli politikaların uygulanması, bu politikaların performansının ölçülmesine yönelik göstergelerin geliştirilmesi, gösterge sonuçlarının dönemsel olarak ölçülmesi ve değerlendirilmesi, bir performans izleme sisteminin kurulması ve bu sistemden elde edilen veriler ve değişen ekonomik, sosyal ve çevresel koşullar doğrultusunda politikaların, politika araçlarının ve yatırım planlarının dönemsel olarak güncellenmesi/iyileştirilmesi gerekmektedir.
Şekil1. Yeşil Ekonomiye Geçiş Süreci
Dipnotlar
1 Koc, D. (2014), “Yeşil İş Kavramı ve Uluslararası Uygulama Örnekleri ile Türkiye’de Yeşil İş Potansiyeli”, Hopa Uluslararası Sosyal Bilimler Konferansı, Ekim 2014.
2 http://www.cem.gov.tr/erozyon/Files/Rio20SonucBildirgesii.pdf; erişim tarihi: 28.10.2014
3 http://www.unep.org/greeneconomy/PAGE, erişim tarihi: 28.10.2014
4 UNEP (2014), “A Guidance Manual for Green Economy Policy Assessment”.
5 http://www.mckinsey.com/client_service/sustainability/latest_thinking greenhouse_gas_abatement_cost_curves, Erişim tarihi: 30.10.2014.
6 Detaylı bilgi için bkz. UNEP (2014), “A Guidance Manual for Green Economy Policy Assessment”.