ISO BELGELENDİRME
Sektörler
İso Belgelendirme
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
Karbon Ayak İzi Hesalama
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Blog / İklim Değişikliği Politikaları ve Türkiye

İklim Değişikliği Politikaları ve Türkiye

Türkiye, bir taraftan sera gazı emisyonlarını sınırlandırmayı hedeflerken, diğer taraftan sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde ekonomik kalkınmasını, temiz üretim teknolojilerine daha fazla yönelerek, birim üretimde daha az enerji tüketerek devam edecektir

Gürcan SEÇGEL Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - İklim Değişikliği Şube Müdürü

 

Türkiye’nin iklim değişikliği kapsamındaki ulusal vizyonu, iklim değişikliği politikalarını kalkınma politikalarıyla entegre etmiş; enerji verimliliğini yaygınlaştırmış; temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırmış; iklim değişikliğiyle mücadeleye özel şartları çerçevesinde aktif katılım sağlayan ve yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olmaktır.

Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin 1990 yılı toplam sera gazı emisyonu miktarı 170 Milyon ton CO2 eşdeğeri iken 2011 yılında bu değer 422 Milyon ton CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşmiştir. Bununla birlikte Türkiye, OECD ve Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi Ek-1 ülkeleri arasında kişi başı sera gazı emisyonu, kümülatif emisyon ve kişi başı birincil enerji tüketimi miktarında en düşük değere sahiptir.

Bilindiği üzere; Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS), 26 Ağustos 2009 tarihinde ise Kyoto Protokolüne taraf olarak iklim değişikliğine yönelik yürütülen küresel mücadelede yerini almıştır. Ülkemizin Kyoto Protokolü’nün ilk yükümlülük döneminde (2008–2012) sayısallaştırılmış sera gazı azaltım veya sınırlama yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Bununla birlikte 2011-2023 yılları arasında uygulayacağımız ve bir yol haritası niteliği olan İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP) Türkiye’nin "yeşil büyüme kriterleri" doğrultusunda hazırlanmış ilk stratejisi niteliğinde olmakla birlikte; enerji, sanayi, ormancılık, tarım, binalar, ulaştırma, atık ve iklim değişikliğine uyum odak konuları olmak üzere 8 konu başlığında kısa orta ve uzun vadeli hedefler çerçevesinde detaylı bir biçimde oluşturulmuştur.

İDEP’in Enerji Sektörü bölümünde:

·         Yürütülen ve planlanan çalışmalar kapsamında birincil enerji yoğunluğunun, 2015 yılında 2008 yılına göre % 10 oranında azaltılması,

·         Enerji verimliliği konusunda Ar-Ge için ayrılan mali olanakların, 2015 yılına kadar 2009 yılına göre % 100 arttırılması,

·         Enerji verimliliği uygulamaları için ETKB tarafından verilen teşvik miktarının 2015 yılına kadar % 100 arttırılması ve

·         2023 yılına kadar ülke çapında elektrik dağıtım kayıplarının % 8’e indirilmesi yer almaktadır.

     
Sanayi Sektörü bölümünde:

·         Sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasına ve enerji verimliliğine yönelik yasal düzenlemelerin yapılması,

·         Sanayi sektöründe enerji kullanımından (elektrik enerjisi payı dâhil) kaynaklanan sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması,

·         2023 yılına kadar sanayi sektöründe üretilen GSYİH başına eşdeğer CO2 yoğunluğunun azaltılması,

·         2015 yılına kadar Türkiye’de karbon piyasasının kurulmasına yönelik çalışmaların yapılması ve

·         2023 yılına kadar sanayi sektöründe sera gazı sınırlandırılmasına yönelik yeni teknolojilerin geliştirmesi ve kullanılması hedefleri yer almaktadır.

           
Bina Sektörü bölümünde:

·         Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde yıllık enerji tüketiminin 2015 yılına kadar %10 ve 2023 yılına kadar % 20 azaltılması,

·         2017 yılından itibaren yeni binaların yıllık enerji ihtiyacının en az % 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesi ve

·         2023 yılına kadar yeni yerleşmelerde yerleşme ölçeğinde sera gazı emisyonunun (pilot olarak seçilen ve sera gazı emisyon miktarı 2015 yılına kadar belirlenen) mevcut yerleşmelere göre en az % 10 azaltılması hedefleri yer almaktadır.

          
Ulaştırma Sektörü bölümünde:

·         2023 yılı itibariyle demiryollarının yük taşımacılığında (2009 yılında % 5 olan) payının % 15’e, yolcu taşımacılığında(2009 yılında % 2 olan) payının % 10’a çıkarılması,

·         2023 yılı itibariyle denizyollarının kabotaj yük taşımacılığındaki (2009 yılında ton-km olarak % 2,66 olan) payının % 10’a, yolcu taşımacılığındaki (2009 yılında yolcu-km olarak % 0,37 olan) payının % 4’e çıkarılmasıve

·         2023 yılı itibariyle karayollarının yük taşımacılığındaki (2009 yılında ton-km olarak % 80,63 olan) payının % 60’ın altına, yolcu taşımacılığındaki (2009 yılında yolcu-km olarak % 89,59 olan) payının % 72’ye düşürülmesi hedefleri yer almaktadır.

            
Atık Sektörü bölümünde:

·         2005 yılı baz alınarak düzenli depolama tesislerine kabul edilecek biyobozunur atık miktarının, 2015 yılına kadar ağırlıkça % 75’ine, 2018 yılına kadar % 50’sine, 2025 yılına kadar % 35’ine indirilmesi,

·         2023 yılı sonuna kadar ülke genelinde entegre katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ve belediye atıklarının % 100’ünün bu tesislerde bertaraf edilmesi ve

·         2023 yılına kadar vahşi depolama sahalarının % 100’ünün kapatılması hedefleri yer almaktadır.

          
Tarım Sektörü bölümünde:

·         Toprakta tutulan karbon stok miktarının belirlenmesi ve arttırılması,

·         Tarım sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyon sınırlandırma potansiyelinin belirlenmesi,

·         Bitkisel ve hayvansal üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artış hızının azaltılması ve

·         İklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyumda tarım sektörünün ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi altyapısının oluşturulması hedefleri bulunmaktadır.

          
Arazi Kullanımı ve Ormancılık bölümünde:

·         Orman alanlarında tutulan karbon stok miktarını 2020 yılına kadar 2007’dekine (2007’de 14.500 Gg, 2020’de 16.700 Gg) göre % 15 artırmak,

·         Ormansızlaşma ve orman zararlarını 2020 yılına kadar 2007 yılı değerlerine göre % 20 azaltmak ve

·         Tarımsal ormancılık faaliyetleri sayesinde tutulan karbon miktarını 2020 yılına kadar 2007 değerinin % 10 üzerine çıkarmak hedefleri bulunmaktadır.

Emisyon Ticareti
2012 sonrası uluslararası iklim rejimine yönelik olarak devam eden müzakerelerde emisyon azaltım faaliyetlerinin veya taahhütlerinin Ölçülebilir, Raporlanabilir, Doğrulanabilir (MRV) olması tüm tarafların üzerinde anlaştığı bir konudur.

Diğer taraftan, Çevre Faslı kapsamında ülkemizin uyumlaştırmakla yükümlü olduğu mevzuat içerisinde Avrupa Parlamentosu ve Konseyin 13 Ekim 2003 tarihli 2003/87/EC sayılı Topluluk dahilinde sera gazı emisyon ticareti (EU-ETS) için bir sistem ortaya koyan direktif de bulunmaktadır. 2003/87/EC sayılı direktif altında sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması için kılavuz bilgilerini ortaya koyan 2007/589/EC sayılı komisyon kararı da bu mevzuatın bir parçasıdır. Yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, ülkemizin Avrupa Birliği katılım sürecinde uyumlaştırmakla yükümlü olduğu EU-ETS direktifi ile ilgili olarak çevre faslı müzakere pozisyon belgesinde; “mevzuat uyumu 2018 yılı sonu, uygulama da üyelikle birlikte” şeklinde deklare edilmiş olup 2018 yılına kadar bahse konu mevzuat uyumu ve teknik altyapının geliştirilmesi için söz konusu mevzuat çalışmasına başlanmıştır. 
Ayrıca; Temmuz 2011 tarihinde yayınlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı’nda yer alan Hedef Y4.2 (2015 yılına kadar Türkiye’de karbon piyasasının kurulmasına yönelik çalışmaların yapılması) çerçevesinde yer alan eylemleri gerçekleştirmek üzere ilk olarak bahse konu çalışmanın yapılması gerekmektedir.

Bu kapsamda, Bakanlığımız tarafından hazırlanan “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik” 25 Nisan 2012 tarih ve 28274 sayılı Resmi Gazete’de ile yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin amacı, EK-1’deki listede yer alan faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının izlenmesine, doğrulanmasına ve raporlanmasına dair usul ve esasları düzenlemektir. 
Yönetmelik kapsamında ulusal sera gazı emisyonlarının önemli bir kısmını teşkil eden elektrik ve buhar üretimi, petrol rafinasyonu, petrokimya, çimento, demir-çelik, alüminyum, tuğla, seramik, kireç, kâğıt ve cam üretimi gibi sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tesis seviyesinde izlenmesi ve düzenli olarak Bakanlığa raporlanması sağlanacaktır.

Bu sistem sayesinde, ülkemizin sera gazı emisyonlarının daha kesin şekilde hesaplanması mümkün olacak, toplam ulusal sera gazı emisyonların yaklaşık yarısı tesis seviyesinde hesaplanıyor olacaktır. İşletmeler Sera Gazı Emisyon Raporlarını Bakanlığa göndermeden önce, TÜRKAK tarafından akredite edilecek ve Bakanlığın yetkilendireceği Bağımsız Kuruluşlarca doğrulanacak ve tesisler tarafından raporlanacaktır.

Ayrıca, Türkiye’de sera gazlarının izlenmesi, raporlanması ve doğrulanmasına yönelik alt yapının oluşturulmasının ardından karbon piyasalarına yönelik olarak, Dünya Bankası tarafından gelişmekte olan ülkeler ile yükselen ekonomilerin piyasa mekanizmalarından etkin olarak yararlanmalarını teminen gerekli kapasite gelişimini sağlamak amacıyla, “Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı (Partnership for Market Readiness (PMR))” adıyla yeni bir teknik destek programı hayata geçirilmiş olup, söz konusu teknik destek programından ülkemizin de yararlanması için bir hibe sağlanmış ve bahse konu hibeye ilişkin Dünya Bankası ile Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan "Piyasaya Hazırlık Teklifi için Hibe Anlaşması Pazara Hazırlık Ortaklığı (PMR) Çoklu Donör Fonu TF010793 Hibe No´lu Hibe Anlaşması, 6 Ocak 2012 tarihli ve 28165 Sayılı Resmi Gazete´de yayımlanmıştır.

Genel Değerlendirme
Türkiye, bir taraftan sera gazı emisyonlarını sınırlandırmayı hedeflerken, diğer taraftan sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde ekonomik kalkınmasını, temiz üretim teknolojilerine daha fazla yönelerek, birim üretimde daha az enerji tüketerek devam edecektir. 

Bilindiği gibi, iklim değişikliği ve çevre konuları küresel bir mesele olup, küresel işbirliğini gerektirmedir.  Sorun ortak ama sorumluluklar farklı olmalıdır. Bu soruna neden olan gelişmiş ülkeler başta olmak üzere her ülke sorumluğu nispetinde, imkân ve kabiliyetlerine göre üzerlerine düşen görevleri yerine getirmelidirler. Uluslararası alanda hazırlanan İklim Değişikliği politikaları, bir kısım insanları mutlu ederken diğer insanların emeklerini ve yaşam kalitelerini zayi etmemelidir. 
Ülkemiz bu süreçte; ´Her ülkenin kendi imkan ve kabiliyetlerine göre değerlendirilmesi´ ilkeleri çerçevesinde, küresel ölçekte optimum fayda ile sonuçlanacak ve tüm ülkelerin katkısını sağlayacak adil ve somut verilerle sorumluluk talep edilen bir sistemin kurulmasını talep etmektedir.
Türkiye, ikili ve bölgesel işbirliklerini ön plana çıkaran dünyadaki yeni büyüme modelinde; AR-GE faaliyetleri, inovasyon, çevreci teknolojiler ve bölgesel adaptasyon ve eylem planlaması konularında uluslararası işbirliğine açık bir ülkedir.

Çünkü çevre, bir devlet ya da bazı devletlerin değil, tüm insanlığın ortak hayat alanıdır. Bu nedenledir ki; çevreye yapılan yatırım aslında insana yapılan bir yatırımdır. Gezegenimizi bütün milletlerin ortak sorumluluk duygusuyla adeta müşterek hayat sürdüğümüz evimiz haline dönüştürebilmek insanoğlunun geleceğe bırakacağı en güzel emanet olacaktır.

 

Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram