ISO BELGELENDİRME
Sektörler
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
Karbon Ayak İzi Hesalama
İso Belgelendirme
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Blog / Türkiye Sanayisinin Yol Haritaları: Sanayi Stratejisi ve Sektörel Stratejiler
Türkiye Sanayisinin Yol Haritaları: Sanayi Stratejisi ve Sektörel Stratejiler
 
Süfyan EMİROĞLU - Sanayi Genel Müdürü Türkiye Sanayisinin Yol Haritaları: Sanayi Stratejisi ve Sektörel Stratejiler
 
 
 
Günümüz dünyasında söz sahibi olan ülkeler, sanayi toplumundan bilgi toplumuna, işgücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye, ulusal ekonomiden küresel ekonomiye doğru hızlı bir değişim ve dönüşüm içindedirler. Bu yeni sistem içerisinde, bilgiyi üretebilen, yönetebilen ve ticari marka haline getirebilen ülkeler çok önemli rekabet avantajlarına sahip olmaktadır. Küresel rekabet koşullarında bu dönüşümden uzak kalan, kaynaklarını ve stratejilerini bu alana yönlendirmeyen ülkeler ise yarış dışında kalmaktadır.
 
 
Bugün itibariyle rekabet gücü, ülkelerin gelişmişliğinin temel göstergelerinden biri haline gelmiştir. Hedef ise dünya ekonomisinde etki alanını genişletmek ve sıralamada üst basamaklara tırmanmaktır. Rekabet edebilmenin, bilgi ve yeni teknoloji üretmekten geçtiği gerçeğinden hareketle Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetleri her geçen gün önemini artırmaktadır. Bunun yanında sosyal yaşamdan ekonomiye, ekonomiden siyasete kadar yaşamın tüm alanlarının da teknolojiye bağımlı hale gelmesi, daha ileri teknolojiler üretilmesinin gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
 
 
Yüzde 94´ü sanayi ürünlerinden oluşan ihracatımızda, ürün ve pazar çeşitlendirmesi ile birlikte, düşük teknolojili ürünlerden orta teknolojili ürünlere doğru güçlü bir geçiş yaşandığı da görülmektedir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte ise ülkemizin üretim ve ihracatı içerisinde orta-yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerin payının artırılması ve bu sektörlerde küresel markalarımızın sayısının hızla çoğalması gerekmektedir. Bu süreçte Türkiye, yüksek teknolojiyi hem kullanan hem de üreten bir ülke olmak zorundadır.
 
 
Ülkemizin 10. Kalkınma Planı’nda üretimde yerli katma değerin yükseltilmesi, sürdürülebilir üretime imkân veren daha yüksek teknolojili bir ürün desenine geçilmesi ve küresel değer zincirinin daha üst basamaklarına çıkılması sanayi sektörümüzün karşı karşıya kaldığı en önemli konu olarak belirlenmiştir. 
 
 
Aynı planda, bu alanlarda sağlanacak ilerlemelerle sektör içi verimlilik düzeylerinin artması; rekabet gücü daha yüksek, ithalat bağımlılığı daha düşük ve dünya pazarlarında ihracat payını yükseltebilen bir üretim yapısına ulaşılmasının mümkün olabileceği belirtilmektedir.
 
 
10. Kalkınma Planı’nda yer alan değerlendirme ve politikalar Türkiye Sanayi Stratejisi’nin doğru bir zemin üzerine kurgulandığını ve imalat sanayi için sağlıklı bir yol haritası belirlendiğini teyit etmektedir.
 
 
Sanayinin bu dönüşümüne katkı sağlamak ve yönlendirmek için stratejik planlama yaklaşımı benimsenmiştir.
 
 
Bulunduğumuz noktadan gelecekte varmak istediğimiz yere nasıl ulaşacağımızı sistematik yaklaşımlarla ortaya koyan strateji belgelerinin kamu yönetimindeki ağırlığı her geçen gün artmaktadır.
 
 
Stratejik yaklaşım ile sanayimizin yol haritaları oluşturulurken;
 
*Kısa ve orta dönem yerine uzun döneme odaklanma,
*Parçalar yerine bütüne bakabilme,
*Olaylar yerine yapı ve sistemlere yönelme,
*Sonuçlar kadar nedenleri görebilme,
*Tek boyutlu düşünceden çok boyutlu düşünceye odaklanma imkânı oluşmuştur.
 
Aynı şekilde strateji belgeleri kurgulanırken şu dört temel soruya cevap aranmıştır: “Neredeyiz? Nereye varmak istiyoruz? Nasıl varırız? Nasıl ölçer ve değerlendiririz?”
 
 
Belgelerin hazırlık ve uygulama süreçleri bu dört soruya yanıt verecek şekilde kurgulanmış, ilk adımda gerçekleştirilen durum analizi ile birlikte vizyon ve genel amaç belirlenmiş, durum analizi neticesinde öncelikli müdahale alanları ve bu alanlara paralel hedef başlıkları tespit edilmiş ve hedefler altında da eylem planları oluşturulmuştur. Uygulama, izleme ve değerlendirme süreçlerinde ise tüm paydaşların katkı sağladığı mekanizmalar hayata geçirilmiştir.
 
 
Stratejik Planların Kurgusu
 
2011-2014 uygulama dönemini kapsayan Türkiye Sanayi Stratejisi, 2,5 yıllık uygulama sürecini tamamlamıştır.
 
 
Yatay ve sektörel politika alanlarından oluşan belgede 72 eylem yer almaktadır. Yatay sanayi politikası alanları, sanayi faaliyetlerinin genelindeki verimlilik artışlarını sürekli kılmak amacıyla, piyasaların etkin işleyişini sağlamaya, yatırım ve iş yapma ortamını firmalar için geliştirmeye ve cazip hale getirmeye yönelik çerçeve unsurları içermektedir. Bu kapsamda, tüm firmaların rekabet gücünü etkileyen ve farklı kurumlar arasında koordinasyon gereğini ön plana çıkartan, işgücünün niteliğini yükseltecek, finansmana erişimi kolaylaştıracak, yenilikçilik kapasitesini geliştirecek, girdi maliyetlerini düşürecek, çevreye duyarlılığı artıracak yatay politikalar uygulanmaktadır.
 
 
Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Parlamentosu ve Konsey’e sunulan Türkiye 2012 Yılı İlerleme Raporu’nda;
 
 
 
*Türkiye’nin, işletme ve sanayi politikası ilkelerinde ilerlemeler kaydettiği,
*Türkiye Sanayi Stratejisi Eylem Planı’nın (2011-2014) 2011 yılında kabul edildiği, böylece bu alanda uyuma yönelik kilit gerekliliğin karşılandığı,
*Türkiye’nin, stratejide ilk yıl için planlanan eylemlerin uygulanması bakımından % 85 oranında bir başarı kaydettiği belirtilmiştir.
 
Türkiye 2012 Yılı İlerleme Raporu’nda yer alan Türkiye Sanayi Stratejisi’ne yönelik açıklamalar, Sanayi Stratejisi üzerine doğru adımlar attığımızı gösteren ve dikkatle takip edilen önemli bir referans noktasıdır.
 
Kurum ve kuruluşlardaki üst düzeyde sahiplenme ile birlikte koordinasyondaki verimlilik ve uzmanlaşma; strateji eylem planlarının başarıyla hayata geçmesi bakımından büyük önem arz etmektedir.
 
 
Sanayi Stratejisi uygulama, izleme ve değerlendirme sürecinde yer alan İzleme ve Yönlendirme Komitesi ile belgenin paydaşlar nezdinde ve üst düzeyde sahiplenilmesi, İzleme ve Değerlendirme Kurulu ile çalışmaların koordineli bir şekilde ilerlemesi, yatay politika alanlarındaki Girişimler ile ise uzmanlaşma sağlanması amaçlanmıştır.
 
 
Yatay sanayi politika alanlarında oluşturulan girişimler düzenli olarak üç aylık dönemler itibariyle toplantılarını gerçekleştirmiş ve sürekli bir yapıya bürünmüşlerdir. Kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşlarının temsil edildiği ve ilgili yatay alanda uzmanlaşmanın sağlandığı Girişimlerin, yeni Sanayi Stratejisi’nin oluşturulması sürecinde de aktif rol alması hedeflenmektedir.
 
 
Sanayi Stratejisi’nin sektörel politika alanları ise sektörel stratejiler aracılığı ile yürütülmektedir. Bu kapsamda Sanayi Stratejisi çatısı altında sektörlere yönelik stratejik plan çalışmaları Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından koordine edilmektedir.
 
 
Bugün itibariyle hazırlık veya uygulama süreci devam eden sektörel strateji sayımız 10’a yükselmiştir. 
Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ile Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi’nin uygulama, izleme ve değerlendirme faaliyetleri 2011 yılından beri devam etmektedir.
 
 
Türkiye Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi, Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi, Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ile Türkiye Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi’nin uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik faaliyetler 2013 yılından itibaren başlamıştır.
 
 
Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi hazırlık çalışmaları ise tamamlanmış olup, onay süreçleri devam etmektedir.
 
 
Türkiye Tekstil, Hazırgiyim ve Deri Ürünleri Sektörleri Strateji Belgesi ile ilgili çalışmalar Bakanlığımız koordinasyonunda tamamlanma aşamasındadır.
 
 
Türkiye Gemi İnşaatı Sektörü Strateji Belgesi ve Türkiye Gıda Sanayi Strateji Belgesi hazırlık çalışmalarına başlanmıştır.
 
 
Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılarak toplumun taleplerine yanıt vermesi, kaliteli ve hızlı kamu hizmeti üretilmesi amacına yönelik olarak son dönemlerde pek çok ülke geleneksel kamu yönetimi anlayışlarında önemli reformlar gerçekleştirmişlerdir.
 
 
Bu anlamda ülkemiz kamu yönetimi için bir reform olarak nitelendirilebilecek 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde şekillenen yeni kamu yönetimi anlayışı, yönetişim, hesap verebilirlik, saydamlık, vatandaş memnuniyeti gibi kavramları esas alan bir bakış açısı getirmiştir. Daha net bir ifadeyle, toplumun taleplerine karşı duyarlı, katılımcılığa önem veren, hedef ve önceliklerini netleştirmiş, hesap veren, şeffaf, daha etkin bir kamu yönetimi anlayışı ön plana çıkmıştır.
 
 
Şeffaflık ilkesine uygun bir şekilde tüm strateji belgelerimize yönelik olarak eylem planlarına ilişkin gelişmelerin, başarı durumlarının ve değerlendirmelerin yer aldığı uygulama, izleme ve değerlendirme raporları 6 aylık dönemler halinde kamuoyuyla paylaşılmaktadır.
 
 
Kamunun gerek hizmet verdiği kesimden ve gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşlarından bağımsız bir anlayışla faaliyet göstermesi düşünülemez. Bu anlamda, tüm stratejilerimizin gerek hazırlık ve gerekse uygulama aşamasında paydaşların katkısından en yüksek düzeyde yararlanılması hedeflenmiştir.
 
 
Hedefe uygun sağlıklı bir işbirliği ve etkin koordinasyon amacıyla kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin yer aldığı sürekli yapıların oluşturulması büyük önem arz etmektedir.
 
 
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun önemli bir bileşeni olan ve katılımcılığın bir üst boyutu olarak tanımladığımız yönetişim yani birlikte yönetme ilkesi, Bakanlığımız bünyesindeki teknik komitelerle hayata geçmiş, bugün itibariyle strateji belgeleri başta olmak üzere tüm faaliyetlerimizin en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir.
 
 
Sonuçta yönetişim ve katılımcılık ile sorumluluk paylaşımı ve sahiplenme de sağlanmakta, başarı veya başarısızlığa ortak olunmaktadır.
 
 
Strateji belgelerimizdeki bu işbirliği yapısıyla; paydaşların görüş ve beklentileri dokümanlara yansıtılabilmektedir. Ayrıca söz konusu yönetişim yaklaşımı sadece kamu-özel sektör-sivil toplum arasındaki işbirliğine değil, kamu kurum ve kuruluşları arasındaki işbirliğine de çok olumlu katkılar sağlamaktadır.
 
 
Geçen dönem içerisinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü bünyesinde stratejik planlama konusunda uzmanlaşma sağlanmış ve idari kapasite oluşturulmuştur. Son dönemlerde bu alandaki tecrübemizi paylaşmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen birçok organizasyona etkin katılım sağlanmıştır. Ayrıca 2013 yılı içerisinde Libya, Irak ve Somali heyetlerine yönelik stratejik planlama çalışmalarımız konusunda bilgilendirme ve eğitim programları düzenlenmiştir.
 
 
Bu kapasitemizi daha da geliştirmek ve uzmanlaşmayı bir üst boyuta taşımak üzere kurgulanan “Sanayi Stratejisine İlişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı´nın İdari Kapasitenin Güçlendirilmesi” IPA projesi hayata geçirilmiş ve Ocak 2013 dönemi itibariyle faaliyetlere başlanmıştır.
 
 
18 aylık süreyi kapsayan proje sürecinde; 14 farklı eğitim programı, 5 AB ülkesine çalışma ziyareti, makine ve tekstil sektörlerine yönelik rekabet analizi modelleri, Girişimci Bilgi Sistemi ve Sanayi Sicil Sistemi’ne yönelik danışmanlık, 3000 sayfa doküman çevirisi, sanayi politikalarına yönelik web portalı gerçekleştirilecek ve İyi Uygulamalar Rehberi oluşturulacaktır.
 
 
İdari kapasitenin gelişmesi, önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirilecek olan strateji çalışmalarına çok önemli katkılar sağlayacaktır.
 
 
Önümüzdeki dönem için yeni Sanayi Stratejisi’nin, başta 10. Kalkınma Planı’nda benimsenen politikalar olmak üzere, paydaşlarımızdan gelecek politika ve eylem önerileriyle olgunlaştırılması, birinci dönem Sanayi Stratejisi çalışmalarından elde edilen deneyim ve kazanımlardan en üst düzeyde yararlanılması hedeflenmektedir. 
 
 
Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram