Blog / Otomotiv ve Makina Stratejileri Uygulamalarında Kararlı Adımlar
Otomotiv ve Makina Stratejileri Uygulamalarında Kararlı Adımlar
Türkiye Sanayi Strateji Belgesi ardından “Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2011-2014)” ile “Türkiye Makina Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2011-2014)” Yüksek Planlama Kurulu’nun 02/05/2011 tarihli ve 2011/10 sayılı kararı ile onaylanarak, 05/05/2011 tarihli ve 27925 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Zühtü BAKIR - Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Otomotiv ve Makina Stratejileri Uygulamalarında Kararlı Adımlar
Bugün sayıları 10’u aşan sektörel strateji belgelerinin öncüleri olan Makina ve Otomotiv Strateji Belgeleri için uygulamada iki yılı geride kalmış ve son yıla girilmiştir.
Sektörün de kapsayan Bakanlığın sistematik izleme ve değerlendirme mekanizması ile belgelerin eylem planlarında önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Türk Otomotiv Sektörü
Türkiye otomotiv sektörü, ana sanayinin, yan sanayinin ve bu sanayilerin ürettiği ürünlerin iç ve dış pazarlarda pazarlanmasını sağlayan işletmelerin yarattığı katma değer, sağladığı yüksek istihdam oranı ve ihracat rakamları ile ülkemiz ekonomisinin başrol oyuncusu konumunda yer almaktadır. Sektör, petrokimya, plastik, kauçuk, çelik, cam gibi diğer birçok temel sanayi sektörünün en önemli alıcısı olmasından dolayı bu sanayilerin de gelişiminin en önemli destekçisi ve sürükleyicisi konumundadır.
Otomotiv sektörü son dönemde ele geçirdiği ihracat şampiyonluğunu sürdürürken, ilk 10 büyük sanayi kuruluşumuz içindeki otomotiv sektörü ağırlığı, sektörün ülkemizde ne denli kök saldığının göstergesidir.
Dünyada gelişmiş sanayi ülkelerinin vazgeçilmez sektörlerinden olan otomotiv sektöründe ülkemizin de büyük hedefleri bulunmaktadır. 1,5 milyon adet/yıl kapasitemize karşın 2011 yılında 1,2 milyon adet üretimle kırdığımız rekorun 2013 yılında geçileceği sinyalleri mevcut göstergelerce verilmektedir. Bu yılın ilk altı ay değerlerinde ihracattaki artış dikkat çekmekle birlikte yine iç pazarda da 2011 yılı rekorunun kırılacağı beklenmektedir.
Bu olumlu göstergelerin yanı sıra 2023 yılı için 4 milyon adet/yıl üretim ve 2,5 milyon adet/yıl ihracat gibi sektörü neredeyse 3 ile çarpan iddialı hedeflerimiz bulunmaktadır. Bu hedeflere doğru ilerlerken, yeni marka ve modelleri de içeren yatırımların yapılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra ülkemizin üretimde olduğu gibi çoğu uluslararası marka için Ar-Ge üssü olma yönündeki gelişmeler umut vericidir.
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın 17’nci maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendini ekleyen 4288 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile (Resmi Gazete Yayın Tarih / Sayısı: 15.02.2013 / 28560) otomotiv ve otomotiv yan sanayisi öncelikli yatırım konularına dahil edilmiştir.
Böylelikle, ”Motorlu kara taşıtları ana sanayinde gerçekleştirilecek asgari 300 milyon TL tutarındaki yatırımlar ve asgari 75 milyon TL tutarındaki motor yatırımları ile asgari 20 milyon TL tutarındaki motor aksamları, aktarma organları/aksamları ve otomotiv elektroniğine yönelik yatırımlar için 5’inci bölgede uygulanan bölgesel desteklerden faydalanabilecektir.
2023 yılı hedeflerini gerçekleştirme yolunda bu önemli gelişme birçok yatırım planını öne çekerken ülkemize yeni yatırımları da getirdiği memnuniyetle takip edilmektedir.
Yerli markamızı oluşturmak adına, Otomotiv Sektörü için önemli bir gelişme de Bakanlığımızın müşteri kuruluş olduğu, TÜBİTAK “Elektrikli Araç Teknolojilerinin Geliştirilmesi” KAMAG Projesidir. Proje ile ülkemizde elektrikli araç teknolojilerinin geliştirilmesi sağlanırken, Türk markası altında seri üretime dönük bir yatırım da gerçekleştirilecektir.
Türk Makina Sektörü
Türk makina sektörü, yaşanmakta olan küreselleşme sürecinde hem üretim hem de dış ticaret açısından dünya ile entegrasyonunu büyük ölçüde tamamlamış bir sektör olarak bu alanlardaki yeterliliğini, gelişmiş ve gelişmekte olan pazarların tamamına yakınına yaptığı ihracat ile kanıtlamıştır.
Makroekonomik büyüklükler açısından ülkemizdeki en büyük sanayi sektörlerinden olan makina sektörünün sürdürülebilir üretim yapısına kavuşması ve rekabet üstünlüğünü artırarak sürdürmesi ülke sanayisinin geleceği için de büyük önem taşımaktadır.
Makine, gelişmişliği simgelemekte olup makina olmadan sanayileşmeden bahsetmek mümkün görülmemektedir. İnşaat, otomotiv, kimya, çelik, tekstil gibi bütün sektörler ancak makinalarla faaliyetlerini sürdürebilmektedir. Dolayısıyla makina kullanmak, üretmek ve ticaretini yapmak sanayileşmenin temelidir.
Dünya ticaretinin önemli bir bölümünü oluşturan sektörde ülkemiz, 10 milyar dolar ihracata karşın 27 milyar dolar ithalatla, enerjiden sonraki en büyük dış ticaret açığını vermektedir.
Küresel rekabetin gün geçtikçe arttığı bu dönemde, 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolar ihracat hedefinin yüzde yirmilik kısmı olan 100 milyar dolar ihracatı tek başına makina sektörünün yapabilmesi adına, destekleyici politikaların ve stratejilerin ivedi olarak belirlenerek hayata geçirilmesi kaçınılmaz olmuştur.
Geçen on yılda ihracatını 10 kat arttıran makina sektöründe, önümüzdeki on yılda da 10 kat artış beklentisi iddialı olarak bulunabilmektedir. Ancak bugün itibariyle, Almanya’nın tüm ihracatımızın iki katı oranında sadece makine ihracatı yapması ve İtalya’nın ise yaptığımız 17 milyar dolar makina dış ticaret açığının iki katından fazla dış ticaret fazlası vermesi, bu hedefinin ülkemizin adına gerçekleştirilmesini kaçınılmak kılmıştır.
