Blog / Türkiye Gıda Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı Hazırlık Çalışmaları
Türkiye Gıda Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı Hazırlık Çalışmaları
Meltem KELEŞ - Şube Müdürü
Gıda sanayi, sosyal ve ekonomik refahın temelinde ve ülkelerin sanayileşmesinde önemli rol oynamaktadır. Günümüzde tarımsal üretim hammadde olarak sanayide kullanılan girdi haline gelmiş ve gıda sanayi; işleme, paketleme, depolama ve pazarlama gibi alt tanımlarıyla tarımın temel belirleyicisi olmuştur.
Gıda sanayi, tarımsal hammaddeyi özelliklerine göre bir veya daha fazla işleme teknolojisi kullanarak tüketime hazır hale getiren ve Uluslararası Standart Sanayi Sınıflama (ISIC Rev.4) Sistemine göre sekiz alt sektörden oluşan bir imalat sanayi koludur.
Dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olan Türkiye, gıda ve içecek sanayi alanında da aynı başarıyı göstererek dünyanın 15’inci gıda ve içecek ihracatçısı konumuna yükselmiştir. 2001 yılından bu yana dış ticaret açığı vermemiş olan sektör 2012 yılını, 4,5 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla kapatmıştır. Bugün itibariyle gıda sanayimiz, gayrisafi milli hasıla içerisinde 280 milyar liraya yaklaşan payı, 40 bin işletmesi ve 400 bini aşan çalışan sayısı ile Türkiye ekonomisinin en büyük imalat sanayilerinden biri haline gelmiştir.
Buna karşın ülkemiz dünya gıda ticaretinden % 1 gibi oldukça düşük bir pay almaktadır. Aynı zamanda, temel sorun Türkiye’de tarımın sanayiye istenen kalite ve miktarda sürdürülebilir şekilde hammadde sağlayamamasıdır. Yapılan bir değerlendirmeye göre, ülkemizde tarımsal ürünlerin ortalama % 30’u sanayide değerlendirilirken, bu oran gelişmiş ülkelerde % 60-80 arasında değişmektedir.1 Günümüzde ülkeler iklim, ürün çeşitliliği, genetik zenginlik gibi sahip oldukları avantajlarını ekonomik ve milli değer haline getirme çabası içerisine girmiştir.
Bu nedenle gıda sanayinin rekabet gücünün artırılması gerekmekte, bu ise ancak sektördeki yapısal değişimlerin hızlandırılması ile mümkün görülmektedir. Bunun için tarım ve gıda sanayinin entegrasyonu yaygınlaştırılmalı, hammadde üretimini artırıcı ve çeşitlendirici faaliyetlere yer verilmeli, küçük işletmelerin etkinlikleri artırılmalı, gıda sektörünün bütün dallarında teknolojik yenilenmeye gidilmeli, kalite yönetim sistemleri oluşturulmalı ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır.2
Daha müreffeh bir toplum yaratmak için “Vizyon 2023 Bilim ve Teknoloji Stratejileri Projesi”nde yer alan Tarım ve Gıda Sektörünün vizyonu, “Bilime ve modern teknolojilere dayalı olarak; toplumun sağlıklı beslenmesini, gereksinimlerini yeterli nicelik ve nitelikte karşılayabilen, biyolojik çeşitliliğini koruyan ve toplumsal yarara dönüştürebilen, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir, verimliliği artan tarım ve tarımsal sanayinin de katkısıyla, uluslararası alanda rekabet edebilen gelişmiş bir Türkiye” olarak belirlenmiştir.3
Türkiye´nin 10. Kalkınma Planı´nda (2014-2018) “Gıda sanayinde yerli hammaddenin rekabetçi fiyat ve kalitede sürdürülebilir teminine yönelik, iç ve dış pazar için katma değeri yüksek ve özel tüketici gruplarının ihtiyaçlarını karşılayan ürünlerin geliştirilmesi ve çevre duyarlılığının gözetilmesi amaçlanmakta; ayrıca taklit, tağşiş ve kayıt dışılığının önlenmesi öngörülmektedir.”4
Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi’nde (2011-2016) ise ivme kazanmamız gereken alanlarda ihtiyaç odaklı yaklaşımlar kapsamında, ülkemizin ekonomik ve sosyal çarklarını döndüren ve yaşam kalitesini belirleyen önemli girdiler olarak enerji, su ve gıda alanları belirlenmiştir.5
Diğer taraftan, Ulusal Gıda Ar-Ge ve Yenilik Stratejisi’nde ise ülkelerin karşılaştırmalı üstünlük düzeylerinin artarak, sürdürülebilirlik ilkeleri ile şekillendiği bir dünyada stratejik bir alan olan gıda sektöründe disiplinlerarası Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine odaklanılmasının bir gereklilik olduğu ve birçok ülkenin ulusal stratejilerini belirleyerek, bu alanda sürdürülebilir büyümeyi sağlamak amacıyla mekanizmalarını şekillendirdiği ifade edilmektedir.6
Ekonomide önemli olan kısa dönemli başarılardan ziyade, uzun süreli sürdürülebilir programlardır. Sanayinin yapısal dönüşümünün gerçekleştirilmesine katkı sağlamak ve yönlendirmek amacıyla gerek Orta Vadeli Programda, gerek Yıllık Programda öncelikli olarak stratejik planlama yaklaşımı benimsenmiştir. Bu bağlamda, “Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek, dünya ihracatından daha fazla pay alan, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli iş gücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümü hızlandırmak” şeklinde, Türk Sanayi Stratejisi’nin genel amacı belirlenmiştir.7
Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nde (2011-2014) belirlenmiş uzun vadeli vizyon, genel amaç ve stratejik hedefler doğrultusunda, sanayinin ve sektörlerin rekabet gücünü arttırmak üzere, yapısal dönüşümün yönlendirilmesi, desteklenmesi, ayrıca sektörel büyümenin devam edebilmesi için sektör paydaşlarının ortak mutabakatıyla sorunların ve olası çözüm önerilerin belirlenmesi amacıyla bir yol haritası hazırlanması hedeflenmiştir.
Bu perspektiften yola çıkarak sanayimizin güçlendirilmesi, sektörel sorunların tespit edilerek çözüm önerilerinin üretilmesi, yerli ürünlerin rekabet gücünün arttırılması, katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin sağlanması, yeni teknolojilerin araştırılması ve sanayicilerimizin dış pazarlara açılmasını sağlamak amaçlı “2023 Vizyonu Doğrultusunda Türkiye Gıda Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın” hazırlık çalışmaları başlatılmış ve 25/06/2013 tarihinde Gıda Sanayi Stratejisi Çalıştayı yapılmıştır.
Türkiye Gıda Stratejisi Çalıştayı, 25 Haziran 2013, Ankara
Çalıştay’da kamu, üniversite ve özel sektör temsilcilerinin ortak görüşleri neticesinde belirlenen: “Bölgesinde, gıda üretiminde sürdürülebilir ve uluslararası rekabet gücüne sahip lider ülke olmak” vizyonu kapsamında Türkiye Gıda Sanayi Stratejisi’nin genel amacı, “Gıda sanayinde yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünlerle uluslararası alanda yüksek rekabet gücüne sahip bir Türkiye” olarak belirlenmiştir.
Ayrıca çalıştay’da gıda sanayinin güçlü ve zayıf yönleri ile iç ve dış etkenlerin etkisiyle oluşabilecek fırsat ve tehditlerin neler olabileceği yönünde GZFT analizi yapılmış; “Rekabet Gücü”, “Gıda Güvenilirliği”, “Ham Hammadde”, “Ar-Ge ve Yenilikçilik”, “İnsan Kaynağı” ile “Mevzuat ve Denetim” konu başlıkları sektörün öne çıkan başlıca hedefleri olmuştur. Yapılan GZFT analizi sonucu belirlenen hedeflere yönelik eylem önerileri hazırlanmıştır.
Hedefimiz, gıda sanayisi konusunda ülkemizi bölgesinde lider, dünyada kuralları ve standartları belirleyen bir ülke haline getirmektir.