Blog / Uluslararasılaşma ve KOBİ´ler
Uluslararasılaşma ve KOBİ´ler
Ömer Çağrı ÖZDEMİR - KOBİ Uzmanı (KOSGEB Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü)
Giriş
İletişim ve enformasyon teknolojilerinde gerçekleşen baş döndürücü gelişimin sürüklediği ve pek çok alanda kendisini hissettiren küreselleşme olgusu, günümüz iş dünyasının dinamiklerini de büyük ölçüde etkilemektedir (OECD 2012, Çelik 2012, Yeşil 2010).
Küreselleşme işletmeler açısından çeşitli sorunları ve fırsatları bünyesinde barındıran bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde işletmeler dünya geneline yayılan ekonomik bütünleşme süreçleri ile ülkeler arasındaki ticari sınırların her geçen gün daha geçirgen hale geldiği ve uluslararası ticaretteki serbestlik düzeyinin arttığı bir ortamda faaliyetlerini yürütmek zorunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla bu durum hem ulusal hem de uluslararası rakipleriyle sürekli rekabet halinin her geçen gün daha da belirginleşmesine sebep olarak, son derece değişken ve dinamik iş ortamında varlıklarını ve gelişimlerini sürdürebilmek için, işletmelerin küresel bir pazarda ve küresel rakiplerle mücadele etmek zorunda kalmasına yol açmaktadır (Erkutlu ve Eryiğit 2001, Aslanoğlu 2007, Ölmez 2006, Yeşil 2010, OECD 2012, Aykaç ve arkadaşları 2008).
Yoğun rekabetin yanı sıra hızlı değişen müşteri talep ve beklentileri, değişen teknolojiler ve belirsizlikler de bu süreçte işletmelerin başarılarını tehdit eden unsurlar olarak karşılarına çıkmaktadır (Sümer ve arkadaşları, 2010). Yaşanan değişimlere gözünü kapayan ve bu dinamiklere ayak uyduramayan işletmelerin hayatta kalmaları artık imkânsız hale gelmiştir (Aykaç ve arkadaşları 2008, Erkutlu ve Eryiğit 2001).
Diğer taraftan da küreselleşme, işletmelere, yeni pazarlar ve üretim faktörlerine kolay ve ucuz ulaşım gibi birçok fırsatlar da sunmaktadır. Ticaretin önündeki engellerin kalkması, yeni uluslararası fırsatları ortaya çıkarttığı gibi tüketicilere, tedarikçilere ve iş ortaklarına ulaşmak, teknolojik gelişmeler yoluyla daha kolay hale gelmiştir(Erkutlu ve Eryiğit 2001, Ölmez 2006, Aykaç ve arkadaşları 2008).
Küreselleşme olarak adlandırılan olgunun en güçlü boyutunu ekonomik gelişmeler ve uluslararası ticaretteki artış oluşturduğu için, ülkelerin ekonomik ilişkilerinde dışa açılmaları ve işletmelerin doğrudan ve dolaylı yatırımlarla uluslararasılaşmaları “küreselleşme” ile eşanlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Küreselleşen ve gittikçe karmaşıklaşan ekonomik ortamda, işletme faaliyetlerinin dışa açılması ve uluslararasılaşma tüm şirketler için önemli yenilenme ve dolayısıyla varlıklarını sürdürebilme olanakları sağlamaktadır (Erkutlu ve Eryiğit 2001, Ölmez 2006, Aykaç ve arkadaşları 2008).
İşletmeler açısından uluslararasılaşma terimi, işletmelerin uluslararası faaliyetlerini açıklamada kullanılan bir terimdir. Uluslararasılaşma çok basit ifadesiyle işletmelerin faaliyetlerini ulusal sınırları dışına yayması, bir şirketin birden fazla uluslararası pazarda faaliyet göstermesi ya da “artan uluslararası faaliyetlere girme yöntemi” olarak tanımlanmaktadır. Rugman ise uluslararasılaşmayı üretim ve satışlarının en az yüzde 10 veya daha fazlasını yurtdışında gerçekleştirmek olarak tanımlamıştır (Ataay 2012). Bu tanımlar penceresinden bakıldığında uluslararasılaşma, işletmelerin ihracat, lisans anlaşmaları, franchasing, joint-venture, stratejik işbirlikleri, doğrudan yatırım gibi uluslararası piyasalarda faaliyette bulunmaları gibi pek çok faaliyeti kapsamaktadır (Aykaç ve arkadaşları 2008, Erkutlu ve Eryiğit 2001).
Peki, işletmeler neden büyük riskler içermesine rağmen uluslararasılaşma yolunu seçmektedirler. Elbette yoğun rekabet şartları nedeniyle ayakta durabilmenin önemli bir koşulu olması, işletmeleri bu yöne iten önemli bir faktördür. Bunun yanında uluslararasılaşma şirketler için önemli bir büyüme stratejisidir (Karabulut 2013, Aslanoğlu 2007, Aykaç ve arkadaşları 2008, Erkutlu ve Eryiğit 2001). Uluslararası pazarlara açılma isteği ile büyüme fırsatlarının ilişkisi pek çok araştırmada ortaya çıkmıştır (OECD 2009). Bunun yanında daha fazla kâr elde etme arzusu, yeni pazarlara ve yeni kıt kaynaklara ulaşmak, şirketin mevcut kaynaklarından daha etkin bir şekilde yararlanmak, yeni stratejik varlıklar elde edebilmek (Aykaç ve arkadaşları 2008, Erkutlu ve Eryiğit 2001) ve farklı ve çeşitli ülkelerde faaliyet göstererek ekonomik, finansal, operasyonel ve politik riski de dağıtmak için işletmeler uluslararasılaşmayı tercih etmektedirler (Ataay 2012). Ayrıca yöneticilerin daha önceki uluslararası deneyimleri, yabancı dil bilgisine sahip olmaları ile kavramaya dayalı öğrenme ve yetkinlik gelişimine açık olmaları, dışsal ağ ilişkilerini, küresel değer zincir bağlantılarının etkisi ve işletmelerin know-how elde etme güdüsü de uluslar arası faaliyetlere yönelik isteğin ortaya çıkabilmektedir (Karabulut 2013, Aykaç ve arkadaşları 2008, OECD 2009, Erkutlu ve Eryiğit 2001).
Firmaların uluslararasılaşma sürecinde farklı safhaların bulunduğu düşüncesi genel olarak kabul edilmektedir. Bu teori yurtdışı pazarlara açılmayı, zaman alan bir öğrenme süreci olarak görmekte ve işletmelerin ancak yurtiçi pazarlarda belirli bir doygunluğa eriştikten sonra aşama aşama yurtdışı pazarlara açılmakta ve en son aşama olarak da küresel bir firma olduğunu kabul etmektedir. Buna göre işletme ancak yurtdışı pazarlar hakkında bilgi ve tecrübe zamanla kazanıldıktan ve bu süreçte belli bir yeterliliğe ulaşabildikten sonra uluslararası faaliyetleri gerçekleşmeye başladığı kabul etmektedir. Teoriye göre, bir firmanın uluslararasılaşma yolculuğu dört safhadan oluşmaktadır (Johanson ve Vahlne 1977, Üner ve Kalyoncuoğlu 2010, Altıntaş ve Özdemir 2006, Coviello ve McAuley 1999, Erkutlu ve Eryiğit 2001,Sümer ve Üner 2012, Aykaç ve arkadaşları 2008):
• Birinci safha, düzenli hiçbir ihracat faaliyetinin bulunmaması;
• İkinci safha, bağımsız temsilciler yoluyla ihracat yapılması;
• Üçüncü safha, yurtdışında kendi satış temsilciliklerinin kurulması;
• Dördüncü safha ise, üretim faaliyetlerinin yurtdışına kaydırılmasıdır.
Ancak her işletme bu doğrusal aşama süreçlerini geçirmek zorunda değildir, bazı işletmeler bu aşamaların bir kısmını atlayarak daha ileri düzeyde bir asamadan bu sürece başlayabilmektedirler. Hatta bu sürecin son aşaması olarak ifade edilebilen aşamaya şirketlerin ilk kuruluş aşamasından itibaren geçenler bile vardır. Geleneksel işletmelerin yurtdışı pazarlara açılmalarında öngördükleri aşamaları izlemeksizin, kurulur kurulmaz veya kurulduktan kısa bir süre sonra yurtdışı pazarlarda faaliyette bulunmaya başlayan işletmeler "doğuştan küresel" veya “küresel doğan işletmeler” olarak tanımlanmaktadır. Bu tür şirketler, hem yapısı itibariyle küresel olan ve hem de yurtiçi piyasada çok sınırlı bir potansiyele sahip olan niş (dilimli) bir piyasayı faaliyet alanı olarak seçen, ekonomik kuruluşlardır (Üner ve Kalyoncuoğlu 2010, Erkutlu ve Eryiğit 2001).
KOBİ’ler ve Uluslararasılaşma
Ülke ekonomileri için oldukça büyük önem taşıyan KOBİ’ler; istihdam yarattığı, ulusal refahta artış sağladığı, sanayileşmeye katkıda bulunduğu ve dünya ticaretinin gelişmesini hızlandırdığı için ülke ekonomilerinin lokomotifi olarak görülmektedir (Aykaç ve arkadaşları 2008, Üner ve Kalyoncuoğlu 2010). KOBİ’ler de uluslararasılaşma sürecinden büyük oranda etkilenmiş ve çok sayıda KOBİ uluslararası faaliyetlerde bulunmaya başlamıştır. Hızlanan küreselleşme; bilgi, iletişim ve üretim teknolojilerinde meydana gelen ilerlemeler ile birlikte büyük ölçekli işletmelerin yanı sıra KOBİ’lerin de uluslararası pazarlarda faaliyette bulunabilmesini kolaylaştırmıştır(Aykaç ve arkadaşları 2008, Üner ve Kalyoncuoğlu 2010).
Sınır ötesi iş yapmanın büyümeye olan etkisi ve KOBİ’lerin ekonomik kalkınmanın ulusal, bölgesel ve küresel seviyelerde taşıyıcısı durumunda olması nedeniyle KOBİ’ler arasında uluslararasılaşma ve uluslararası girişimcilik kavramları gündemin en üst noktalarında yer almaktadır (OECD 2009). Dolayısıyla ülkelerin ve politika yapıcıların ajandalarında da KOBİ’lerin uluslararasılaşması üst sıralarda bulunmaktadır.
Ancak KOBİ’lerin birçoğu sahip oldukları kaynakların sınırlılığı, vizyonlarının yüksek olmaması, rekabet ya da maliyet üstünlüğü elde etme potansiyellerinin göreli zayıflığı gibi nedenlerle ancak belli bir olgunluğa eriştikten sonra yurtdışı pazarlara açılmayı amaçlamakta ve başarabilmektedirler. OECD(2009)’ye göre KOBİ’lerin uluslararasılaşmada karşılaştıkları en büyük sorunlar şunlardır:
• İhracatın Finansmanı için gerekli Çalışma sermayesinin yetersiz olması: KOBİ’lerin uluslararasılaşmasının önündeki en büyük engel, gerek mali gerekse fiziki kaynaklar konusunda yaşadığı sıkıntılar olmaktadır.
• Diğer bir sorunda denizaşırı pazarlara yönelik bilgi eksikliğinin de önemli bir sorun teşkil ettiğini ortaya koymaktadır. Pazar araştırmaları konusunda bilgi eksikliği olarak göze çarpmaktadır.
• Bir diğer sorun ise denizaşırı potansiyel müşteriler ile temasa geçmekte karşılaşılan sorunlardır.
• Başka bir sorun alanı da yönetim anlamında yaşanan zaman, yetenek ve bilgi eksiklikleri oluşturmaktadır.
Yapısı, faaliyetleri ve fonksiyonları bakımından farklılık arz eden KOBİ´lerin karşılaştıkları bu zorluklar nedeniyle uluslararasılaşma sürecinde izledikleri stratejiler büyük ölçekli şirketlerin tercihlerine göre önemli ölçüde farklılıklar gösterebilmektedir (Karabulut 2013). Bu farklılıklar; asimetrik bilgi, farklı risk eğilimleri ile ölçek ve alan ekonomilerinden yararlanmak için farklı fırsatların karakterize ettiği dışsal piyasaların karmaşıklığı ve belirsizliği ile ilgilidir. Bu konularda işletmelerin üstesinden gelmek zorunda kaldığı sorunların çözümü, KOBİ’ler arasındaki farklı yetenekleri yansıtır. KOBİ’ler bu yetenekleri kendi bünyelerinde oluşturabilirler. Ancak bu yetenekleri oluşturmak, gerek mali gerekse insan kaynakları anlamında ciddi külfetler getirebilir (Aykaç ve arkadaşları 2008). Bu nedenle KOBİ’ler piyasadan temin ettiği veya satın aldığı reel ve finansal hizmetlere dayanmak zorunda kalmaktadırlar. İşte bu noktada devletin, KOBİ’lerin uluslararası piyasalarda rekabet edebilmesini teminen oluşturmuş olduğu destek ve teşviklerin rolü ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde KOBİlerimizin yurt dışı pazarlara açılması ve uluslararası alanda faaliyet göstermelerini sağlamak üzere KOSGEB tarafından bazı mekanizmalar oluşturulmuştur.
KOSGEB’in Üstlendiği Rol
3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın Kurulması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde belirtilen KOSGEB’in görevleri arasında “İşletmelerin pazarlama sorunlarına çözümler aramak; işletmelerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda rekabet edebilir düzeye gelmelerini teminen gerekli çalışmaları yürütmek ve konuya ilişkin danışmanlık hizmetlerini en verimli bir biçimde organize etmek”de sayılmaktadır. Bu çerçevede KOSGEB, KOBİ’lerimizin yurt dışına açılarak uluslar arası piyasalarda faaliyet göstermesinin önünü açmak için, yoğun faaliyetler göstermektedir. Bu bağlamda 35 ülkedeki muadil kurum ile KOBİ’ler arasında işbirliğini geliştirici faaliyetlerin yapılmasını sağlamak üzere Mutabakat Zaptları imzalanmıştır. Ülke stratejisi ve politikaları gözetilerek faaliyete geçirilen bu ikili işbirliklerinin yanında pek çok uluslararası ve Bölgesel kuruluşla da işbirlikleri yapılmaktadır.
Bunun yanında Genel Destekler başlığı altında KOBİ’lerimize yönelik yurt dışı pazar araştırma ve ihracata yönelik mali destekler de sağlanmaktadır.
Pazar Araştırma İhracatı Geliştirme Destekleri
İhracat, pazar ve politik riskleri minimize etmesi, sabit sermaye yatırımı gerektirmemesi ve düşük başlangıç maliyetlerine konu olmasından dolayı uluslararasılaşmak isteyen işletmeler için bir pazar geliştirme stratejisi olarak izlenen temel yol ve yaklaşım olarak kabul edilmektedir (Aykaç ve arkadaşları 2008, Erkutlu ve Eryiğit 2001). Bu şekli ile de ihracat, KOBİ’lerin uluslararası piyasaya yönelmeleri ve deneyim kazanmaları açısından önemli bir alternatiftir (Erkutlu ve Eryiğit 2001, Aykaç ve arkadaşları 2008).
Bu bağlamda KOSGEB, yurt dışı pazarlara açılabilmelerinde KOBİ’lerimize destek olmak üzere Genel Destek Programları kapsamında Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme Destekleri sunulmaktadır (Tablo 1).
Tablo 1: Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme Kapsamında Sunulan Destekler
GENEL DESTEK PROGRAMI DESTEKLERİ DESTEK ÜST LİMİTİ
(TL) DESTEK ORANI
1. ve 2. Bölgeler 3., 4., 5. ve 6. Bölgeler
Yurt İçi Fuar Desteği 30.000
%50
%60
Yurt Dışı İş Gezisi Desteği 10.000
Tanıtım Desteği
10.000
Eşleştirme Desteği 15.000
Yurt İçi Fuar Desteği kapsamında, Fuar Organizatör Kuruluşundan temin edilen; boş alan (yer) için kira, stant konstrüksiyonu ve dekorasyonu, fuar katılımcı kataloğu, fuar alanının genel düzenlemesi ile ilgili hostes, genel tanıtım, genel güvenlik, genel temizlik ile gerekli olabilecek diğer hizmet giderlerini kapsamaktadır.
Yurt Dışı İş Gezisi programları kapsamında ise; Hizmet Merkezleri, Meslek Kuruluşu veya Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) üyesi A Grubu seyahat acentesi belgesine sahip Organizatör Kuruluşlar tarafından düzenlenen Yurt Dışı İş Gezisi Programlarında işletme temsilcilerinin konaklama giderlerini, ulaşım giderlerini ve diğer giderlerini (tercüme ve rehberlik hizmetleri, fuar giriş ücretleri, toplantı organizasyon giderleri) kapsamaktadır.
Tanıtım desteği; broşür, ürün kataloğu giderleri ile yurt dışında yayınlanan veya dağıtılan basılı yayınlara reklam verme giderlerini kapsamaktadır. Bu destek, Yurt İçi Marka Tescil Belgesi sahibi olan işletmelere verilmektedir.
Eşleştirme merkezleri; işletmelerin dış ticaret, ortak üretim/yatırım ve benzeri alanlarda uluslararası işbirliğine yönelmeleri, uluslararası pazarda rekabet edebilmeleri ve pay alabilmelerini teminen, işletmelere hizmet vermek üzere yurt dışında açılan ve KOSGEB tarafından onaylanan merkezlerdir. Bu merkezler, KOBİ’lerimizin yurt dışı ofisleri gibi çalışmakta ve uluslararası alanda her türlü hizmeti KOBİ’lerimize ulaştırmaktadırlar. Eşleştirme Merkezleri, dış ticarete yönelen işletmelerin başarılı olabilmelerini teminen, ihtiyaç duydukları danışmanlık hizmetleri, organizasyonel hizmetleri ve daimi sergi alanı hizmetlerini almalarını sağlamak üzere tasarlanmıştır.
Sonuç
Uluslararasılaşma süreci KOBİ’lerimiz için hem bazı tehditler hem de fırsatlar içermektedir. Tehditlerden korunmak ve fırsatlardan yararlanmak için KOBİ’lerimizin kendi yapılarına ve yeteneklerine uygun uluslararasılaşma metotlarını kullanarak ayakta kalabilmeyi ve büyümeyi gelişmeyi sağlamaları gerekmektedir. Devlet, her türlü mekanizma ile her geçen gün daha da kızışmakta olan küresel rekabet ortamında KOBİ’lerimizin, daha sağlam yer tutabilmesini sağlamak için yoğun gayret sarf etmektedir. Zira dünya çapında güçlü rekabetçiliği yüksek bir ekonomi olmanın yolu güçlü KOBİ’lerden geçmektedir.
Kaynakça
• ALTINTAŞ H. ve ÖZDEMİR E. (2006) “İhracat işletmelerinin uluslararasılaşması: Türkiye’de faaliyet gösteren kobi’lere yönelik bir araştırma”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6 (1): 183–204.
• ASLANOĞLU S. (2007). “Bir büyüme stratejisi olarak franchising sistemi; firmalar açısından önemi, mevzuat boyutu ve muhasebe uygulaması”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi 72(9).
• ATAAY A. (2012). “Aile şirketlerinin uluslararasılaşması: Türk aile işletme gruplarında bir incelenmesi”, Aile İşletmeleri 5. Kongresi Kitabı, 71-93.
• AYKAÇ M. PARLAK Z. ÖZDEMİR S.(2008). “Küreselleşme sürecinde rekabet gücünün arttırılması ve Türkiye’de KOBİ’ler, İTO Yayınları, İstanbul.
• COVIELLON. E. ve MCAULEYA. (1999). “Internationalisation and the smaller firm: A review of contemporary empirical research.”, Management International Review, 39(3): 223 -256.
• ÇELİK M. Y. (2012). “Boyutları ve farklı algılarıyla küreselleşme”, Dpujss, 32 (2): 57-73.
• ERKUTLU H. ve ERYİĞİT S.(2001). “Uluslararasılaşma süreci”, Gazi Üniversitesi İİBF dergisi,3 (3): 149-163.
• JOHANSON J. ve VAHLNE J.E. (1977). “The internationalization process of the firm -a model of knowledge development and increasing foreign market commitments”,Journal of International Business Studies, 8 (1) :23 -32.
• KALYONCUOĞLU S. ve ÜNER M. M. (2010) ?? “Küresel doğan işletme kavramı ve işletmelerin küresel doğmasına etki eden kurucu/üst düzey yönetici özellikleri üzerine karşılaştırmalı bir araştırma”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 12 (3): 1-42
• KARABULUT A. T. (2013) “İnternationalization of Turkish smes: an empirical study”, International Journal of Business and Management; 8(6)
• OECD (2009), “Top Barriers and Drivers to SME Internationalisation”, Report by the OECD Working Party on SMEs and Entrepreneurship, OECD.
• OECD (2012), "Internationalisation of SMEs (Dimension 10): Encourage and support SMEs to benefit the growth of markets (Small Business Act Principle 10)", in OECD/, SME Policy Index: Eastern Partner Countries 2012: Progress in the Implementation of the Small Business Act for Europe, OECD Publishing.
• ÖLMEZ S. (2006). “KOBİ’lerin uluslararasılaşma süreçleri:Adana ili üzerine bir uygulama”, yayımlanmamış doktora tezi.
• SÜMER S. I. ve ? ÜNER M. M. (2012). “Uluslararası pazarlamada psikolojik mesafe ile ürün stratejileri arasındaki ilişki”, Gazi Üniversitesi İİBF Fakültesi Dergisi 14 (1): 1-28
• YEŞİL S. (2010). “Küreselleşme ve işletmelerin küreselleşme rüreçleri: karşılaşılan fırsatlar ve tehditler”, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Bahar 2010, 6 (6): 22-72.
• www.kosgeb.gov.tr