Demirtaş’tan önerge;
Demirtaş’tan önerge;
“iş sağlığı ve güvenliği” ile “işin yürütümü” teftişlerini yapacak olan müfettişler ile denetim sistemi, siyasi idarenin emrine mi verilmek istenmektedir”
CHP Zonguldak milletvekili Ünal Demirtaş TBMM’ye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle bir önerge verdi.
Demirtaş önergesinde şu görüşlerini dile getirdi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 12/11/2015 tarihinde yayımlanan genelge ile teftiş sisteminde bazı değişiklikler yapılmıştır. İlgili genelgenin içeriğine bakıldığında, İş Sağlığı ve Güvenliği teftişleri ile İşin Yürütümü teftişlerinin ortak yapılması karar altına alınmış, İş Teftiş Grup Başkanlıklarına da talimatlar yazılmıştır.
Denetim türlerinin özelliklerine bakıldığında; her iki denetim türünün, denetim konularına göre farklı şekilde planlandığı, işin yürütümü teftişlerinin, bu yönde sıkıntı bulunan sektörlere odaklandığı, iş sağlığı ve güvenliği teftişlerinin ise iş kazalarının yoğun olduğu sektörlere ve üretim biçimlerine yoğunlaştığı, işin yürütümü teftişlerindeki teftiş süresinin belirlenmesinde genel olarak işçi sayısının rol oynadığı, buna karşın iş sağlığı güvenliği teftişlerinde ise süreyi belirleyen faktörün risk yoğunluğu karmaşık üretim teknolojilerinin olduğu görülecektir.
Örneğin işçi sayısı fazla olan banka, gross market, çağrı merkezi gibi işyerlerinde işin yürütümü yönünden yapılan teftişlerin uzun bir süreyi alacak olmasına karşın mevcut risklere göre yapılacak iş sağlığı ve güvenliği teftişi daha kısa bir süre alacaktır. Aynı şekilde yoğun risk bulunan madencilik, inşaat, demir/çelik kimya sektörlerindeki iş sağlığı güvenliği teftişleri daha çok zaman alacak olmasına karşın bu yerlerdeki işin yürütümü teftişleri daha az zaman alabilecektir. Bu tür yerlerde yapılacak ortak denetimlerde öngörülen ortak tutanak ve rapor uygulaması sayesinde her iki müfettişten birinin denetimin sonuna kadar bu işyerinde beklemesi gerekecektir. Bu durum, iş kazalarının yoğun olarak yaşandığı diğer sektörlerde yapılacak denetimlere engel olacağı gibi işin yürütümü teftişlerinin etkinliğini de azaltacak, denetim kaynaklarımızın etkin ve verimli kullanımına da engel olacaktır.
Ortak denetimi düzenleyen 2015/4 sayılı genelge, bu denetimlerin ortak tutanak ve ortak raporla yapılmasını emretmekte, bu denetimlerde hiçbir yetki farkını öngörmemektedir. 81 Sayılı ILO Sözleşmesine istinaden kurulan denetim teşkilatımızı işleyiş ve organizasyonunu düzenleyen İş Teftişi Tüzüğü’nün 7 nci maddesi, İş Müfettişliğinde görev alacak müfettiş yardımcılığına giriş sınavlarında “Müfettiş yardımcılığına giriş ve müfettişlik yeterlik sınavlarını yapacak olan kurullar “işin yürütümü” ve “işçi sağlığı ve iş güvenliği” ile ilgili olmak üzere ayrı ayrı oluşturulur.” Hükmüyle İş Müfettişliğini iki farklı konuda görev yapmak üzere ayırmıştır. Yapılan sınavlarda sorulan sorular her iki meslek grubuna yönelik olarak ayrı ayrı hazırlanmakta, bu yönde başarılı oldukları takdirde müfettiş yardımcılığına atama yapılmakta, yardımcılık döneminde ayrı eğitim ve sınavlara tabi tutularak İş Sağlığı ve Güvenliği veya İşin Yürütümü yönünde teftiş yapan İş Müfettişleri olarak görevlendirilmektedirler. Muhtelif mühendislik branşları ile tıp fakültelerinden mezun olarak girişe hak kazanmış ve bu yönde görev yapan bir müfettişe sosyal bilimlerden mezun olarak girişe hak kazanmış ve bu yönde görev yapan müfettişin görevinin verilmesi, ya da tersi durumun adı geçen tüzük hükmüne aykırı bir idari işlem olduğu aşikârdır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle düzenlenen İş Teftiş Yönetmeliğinin 16. Maddesinde;
“c İşin yürütümü yönünden iş teftişi görevi için; hukuk, siyasal bilgiler, siyasal bilimler, iktisat, idari bilimler, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakülteleriyle, bunlara denkliği onaylanmış yerli ve yabancı yüksekokullardan birini bitirmek,
ç İş sağlığı ve güvenliği yönünden iş teftişi görevi için; tıp doktoru, mimar, elektrik, maden, jeoloji, metalürji, inşaat, elektronik, makina, kimya, endüstri, fizik, bilgisayar, tekstil, petrol, uçak, gemi, çevre yüksek mühendisi veya mühendisi olmak ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtiçindeki veya yurtdışındaki öğretim kurumlarından mezun olmak, ”maddesiyle işin yürütümü ile iş sağlığı güvenliği konularında teftiş yapacak müfettişler açıkça tanımlanmıştır.
Adı geçen Tüzük ve Yönetmelikte iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili müfettişlerin ayrıntılı tanımı yapılmış ve bu yöndeki teftiş yetkisi 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 24’üncü maddesindeki “Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır.” Şeklinde hükme bağlanmıştır. Buradan da görüldüğü gibi yapılan uygulama Kanun’a da aykırıdır.
Teftişten beklenen faydaya göre aynı zamanda yapılan müşterek teftişlerin herhangi bir sakıncası yokken bu teftişlerin tek tutanak ve rapora yansıyacak ortak denetimlere dönüştürülmesi, yukarıda açıklanan sakıncaları ile birlikte belirtilen Başta 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile İş Teftişi Tüzüğü ve İş Teftiş Yönetmeliği hükümlerine de aykırı olmasına, bu hususun teknik-sosyal müfettiş birlikteliğini olumsuz etkileyeceğinin bilinmesine rağmen, teknik müfettişlerin müdahil edilmediği çalışmalarla Sayın Başkan ve Bakanımızın onayından geçirilerek uygulamaya konulan ortak denetim uygulamasındaki nedenler düşündürücüdür.
Bu bilgiler doğrultusunda;
1. İş Sağlığı ve Güvenliği teftişleri ile İşin Yürütümü teftişlerinin ortak yapılması, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 24’üncü maddesinde belirtilen hükme aykırı değil midir?
2. İş Sağlığı ve Güvenliği teftişleri ile İşin Yürütümü teftişlerinin ortak yapılması, yönetmelikte ve kanunda işe alımları ve görevleri farklı tanımlanmış Müfettişler arasında hiçbir yetki farkını öngörmemektedir. Bu husus, İş Teftişi Tüzüğü’nün 7’nci maddesi hükmüne uygun mudur?
3. İş Sağlığı ve Güvenliği teftişleri ile İşin Yürütümü teftişlerinin ortak yapılması, İş Teftiş Yönetmeliğinin 16’ncı maddesinin “c” ve “ç” bentlerinde belirtilen hükümlere uygun mudur?
4. Mühendislik eğitimi almış ve iş sağlığı güvenliği alanında uzmanlaşmış bir müfettişin, kayıt üzerinden yapılan işin yürütümü teftişlerine katılması ne tür bir fayda sağlayacaktır? Bu durum, uzmanlaşmış denetim kadrolarının verimsiz kullanımına sebep olmayacak mıdır?
5. Ortak denetim, denetim sıklıklarının azalmasına ve mevzuata uygunsuzlukların artmasına yol açmayacak mıdır?
6. Ortak denetimler, farklı stratejiler ile ve farklı sektörlere yoğunlaşmış olan “iş sağlığı ve güvenliği” ile “işin yürütümü” teftişlerinin etkinliğini azaltmayacak mıdır?
7. Mesleki uzmanlık ve tecrübenin ortadan kaldırıldığı bu sistemle, denetimin bağımsızlığı ve tarafsızlığı da kaldırılarak, müfettişler ve denetim sistemi siyasi idarenin emrine mi verilmek istemektedir?
8. Uygulanmak istenen ortak denetim, işyerlerinde daha sığ ve daha yüzeysel bir teftişe neden olacağı için iş cinayetlerinde artış olmayacak mıdır?
9. Ortak denetim genelgesi ile yandaş şirketlerin iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinden filen muaf tutulması mı amaçlanmaktadır?
10. Bu durumda her yıl yüzlerce işçimizin iş cinayetine kurban gittiği, yüzbinlerce işçimizin yaralandığı ülkemizde, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin artması halinde sorumlu kim olacaktır?